Aynı zamanda fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı. Sıkı bir koleksiyoner olan Göksoy, bugüne kadar eline gelen her şeyi biriktirmiş. Ama koleksiyonunun en ilginç parçaları hastanenin koridorlarında ve odasında sergilediği tedavi cihazları.
Kâğıt peçeteler, pullar, davetiyeler, renkli zarflar, eski paralar, yapraklar, deniz kabukları, broşlar, kitaplar, dergiler, kartpostallar… Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Kimileri bunları dağınıklığa sebep olarak görse de koleksiyonerler için hepsinin manevi bir değeri var. Büyük bir titizlikle biriktirilmiş nesneler, durdukları yerde ihtiyarlıyor. Fazla değil, aradan elli yıl geçtikten sonra ‘antika’ değeri kazanıyor.
Esasında, kalabalık koleksiyonlar ve koleksiyonunu büyütmeyi takıntı haline getirmiş koleksiyonerler görmeye alışığız. Koleksiyonlara zenginlik katan nesneler şekilleri değişse de yıllardır aynı. Ama sıra dışı bir koleksiyoner var ki; onun biriktirdikleri, görenlerin hayli ilgisini çekiyor. "Yıllarca sahip olduğum çoğu şeyi atmadım, biriktirdim. Aslında biriktirme, ‘çöpe atamama’ durumu psikolojik bir hastalık olabilir." dese de kendisi bu işi ciddiye alan bir koleksiyoner. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Prof. Dr. Turgut Göksoy, hem işinde hem koleksiyonerler arasında saygın bir konumda. Meslekî hayatına Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başlamış. Koleksiyon merakı o yıllarda baş göstermiş.
Radyo mu desek, ultrason mu?!
Prof. Dr. Göksoy’un kartpostal, pul, kitap, kamera, fotoğraf makinesi, film arşivleri, sinema filmleri ve klasik otomobil koleksiyonları var. Bunlar da bir şey mi? Bir de daha önce hiç görmediğimiz ‘Tarihî Fizik Tedavi Cihazları’ koleksiyonu bulunuyor. 16 parçadan oluşan özel bir koleksiyon. 1930’lu yıllarda Yalova Kaplıcaları’nda, Atatürk’ün tedavisinde kullanılan elektro-terapi cihazı bile var aralarında. 1950’li yıllardan kalma ultrasonu görünce herkes onu eski bir radyo zannediyor. 1940’tan kalma ultrason, eski bir çamaşır makinesine benziyor. Yine aynı dönemden kalma ultraviyole cihazı, ekmek yapma makinesi gibi. 1950’li yıllara ait Galvano-Faradi marka cihaz, alınıp gidilmeyi bekleyen seyahat çantasını andırıyor. Prof. Dr. Göksoy için hepsi emektar ve son derece değerli.
Turgut Bey, alanıyla ilgili tedavi cihazlarını merak etmiş. Yıllarca birçok kaynaktan araştırmış. Emekli doktorları bulup, eski cihazlarını almış onlardan. Hatta bu cihazlardan birkaçını, mesleğinin ilk yıllarında hastalarının tedavisinde kullanmış. Cihazların hepsi hâlâ çalışır vaziyette. Tabii şimdi kullanılmıyor, sadece sergileniyor. Her fırsatta hekimlikle koleksiyonculuk arasında paralellikler kuran Turgut Bey, "Doktorlar hastane sahibi olmayı hayal ettikleri gibi müze sahibi olmayı da hayal etmeli. Biriktirdiklerimle geleneksel bir müze kurmak istiyorum." diyor. Göksoy’un bu koleksiyonu, şimdilik Özel Pendik Bölge Hastanesi’nde sergileniyor.
Arabaları var, güzel mi güzel…
Turgut Göksoy’un klasik otomobil koleksiyonunda 6 otomobil var. 1937 model Chevrolet, 1950 model Chyrsler, 1953 model Chevrolet Biscayne, 1964 model Mercedes Cabrio (Pagoda), 1966 model Lincoln Continental Cabrio, 1966 model Plymouth Belvedere II… Gerçekleri kadar ilgi çekici olmasa da birçok otomobil maketi bulunuyor. Koleksiyonun diğer parçası; klasik otomobillerle ilgili reklâm, fatura, ilan, ehliyet, amblem, katalog ve pullar… Bir de, eski yıllara ait Türk ve yabancı otomobillere ait fotoğraflar, otomobille ilgili dergi ve kitaplar…
Ernest Hemingway yadigârı kamera
1870’lerde Osmanlı padişahına armağan edilen fotoğraf makinesi, Ernest Hemingway’ın film çekiminde kullandığı kamera, Ayhan Işık’ın otomobili gibi sembolik değeri olan birçok eşya Göksoy’un arşivinde bir araya gelmiş. Koleksiyondaki makinelerin sayısı 200’ü aşmış. Eskiden fotoğraf stüdyolarında kullanılan stüdyo tipi makineler de koleksiyonu süslüyor. Karanlık oda malzemeleri ilgi çekici, fotoğraf basımında kullanılan çeşitli agrandisman makineleri, tab ve kesme makineleri, rötuş aletleri, küvetler, kurutma makinelerinin çeşitli örnekleri de bu koleksiyonda. Ayrıca fotoğraf stüdyolarının isminin basıldığı film veya kart firmalarına ait 150 civarında yerli yabancı fotoğraf zarfları var. Farklı konularda sınıflandırılmış, 5 bin civarında fotoğraf, koleksiyonun manevi değeri yüksek parçaları. Bu koleksiyonun son parçası da fotoğrafçılıkla ilgili reklamlar, prospektüsler, dergiler, kitaplar…
‘Sinema keyfi’ koleksiyonu
Beyoğlu’nun en eski sinemalarından Yeni Melek’te film izlemek artık imkânsız. Nostaljik sinema salonlarını özleyenlere güzel bir haber: Turgut Bey, Yeni Melek sinemasından sökülen kırmızı deri kaplı koltukları bulup satın almış. Mini bir sinema salonunda arkadaşlarıyla film keyfi yapıyor. Turgut Bey’in koleksiyonunda; VHS kaset, CD ve DVD formatlarında 25 bini aşkın arşivlenmiş Türk ve yabancı sinema filmi var. Hepsi sınıflandırılmış, 5 bini aşkın Türk ve yabancı film afişleri, koleksiyonun bir parçası. Tamamı çalışır durumda, çeşitli marka model ve yıllara ait 80 civarında antika sinema makinesi görülmeye değer. Sinema kitap ve dergileri de bütün bunların yanı başında…
Zaman