Merve Tunçel’in haberi
3 yıl önceydi. Van’ın Çavuştepe köyü sakinleri ABD’nin 44. başkanı seçilen Obama için 44 kurban kestirip davul zurna eşliğinde halaylar çekerek sevinç çığlıkları atmaktaydı.
KAÇ YIL OLDU GALERİSİNE ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN!
Ekran başındaki bizler bu sevinç gösterisine henüz anlam verememişken, köylüler kestikleri kurbanın kanını Obama posterinin alnına sürerek, absürtlüğün sınırlarını zorluyordu. Bunun gibi nice saçmalıklara sahne oldu Türk televizyonları. Ekranda ahkam kesen politikacılara hep kızacak değiliz ya, bazen de devirdikleri çamlara gülmekten yere serildik. Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un mektupla gelen şarbon tehlikesine karşı halkı bilgilendirirken, ‘Aha işte bele açarsan bulaşır!’ diyerek elindeki ‘şüpheli’ zarfı paramparça etmesi akıllardadır hâlâ… Bir de milletçe pek iltifat ettiğimiz ‘ilk’ler var tabii…
Tüm bu gariplikler ve çok daha fazlasını Fırat Budacı’nın ‘Kaç Yıl Oldu?’ kitabında bulmak mümkün.
Barbaros Hayrettin’in, "Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur" şarkısını ‘Türk varlığına armağan’ ederek, ince mesajlar eşliğinde ortalardan kaybolması 15 yıl olmuş. Bir dönemin ana haber bültenlerinde sıkça gördüğümüz ‘sosyete’nin masaların üstüne çıkarak ceket yakıp ortalığı ateşe verme modası bundan 11 yıl önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yasaklanmış. Ve ‘Bir Türk’ü nereden tanırsınız?’ sorusuna verilecek sayısız cevaptan biri, ‘Aferin’ yerine, ‘Helal, Adanalı Celal!’ repliğini kullanmak… Öztürk Serengil’in bu kafiyeli sözleri dilimize dolanalı tam 46 yıl olmuş. Son günlerin hararetli tartışma konusuysa Galatasaray forması… Galatasaraylı Sabri, maça arkasında ‘Sarbi’ yazılı bir formayla çıkalı 7 yıl olmuş. Sizce de Arda Turan’ın forma rengine hayıflanmayı bırakıp haline şükretmesi için yeterli bir sebep değil mi?
İngilizce ‘Lorke’ türküsüyle 17 yıl
Türk sinemasının önemli isimlerinden Fatma Girik’i tanımayanımız yoktur. Ya, ‘Söz Fato’da’ programı? Girik’in sinirlendiğinde ‘tuuuu’ efekti eşliğinde insanlara tükürerek, kafalarına mikrofonla şaplak attığı programıyla, mikrofonun yeni bir işlevini keşfedeli 15 yıl geçmiş.
Sözlerde geçtiği adıyla ‘Diyarbekir’ yöresine ait Lorke türküsünün özellikle Doğulu vatandaşlarımız arasında hatırı sayılır bir yeri vardır. ‘Lorke’ için düğün, kına, nişan gibi organizasyonların onur konuğu da diyebiliriz. Dönemin modasına uyup bu türküyü İngilizce söyleyen Aylin Livaneli’nin geleneksel ile modern arasında kararsız kalmış danslarla örülü klibi üzerinden 17 yıl geçmiş.
Dükkânları, evlerin salonlarını, hatta otobüsleri süsleyen ‘ağlayan çocuk’ resmine hepimiz denk gelmişizdir. Görenlerde nedensiz bir suçlulukla karışık acıma hissi uyandıran o resmi Sızıntı dergisi tam 32 yıl önce yayımlamış. Daha sonra bu poster tüm ülkede ışık hızıyla yayılmış adeta. ‘Vestel Manisa-Bursaspor maçında hakem Metin Tokat’ın başına bir paraşütçü düştüğü için pozisyonu göremediği’ haberi ekranlarda döneliyse 6 yıl olmuş. ‘Tarih bilgim süper’ diyen manken Esra Eron’un aynı röportajında Atatürk’ü Samsun’a trenle göndermesinin üzerinden ise 7 yıl geçmiş. Milletvekili adaylarının yeni açıklandığı şu günlerde, ‘genel başkan’a yakın markaj’ pek moda. Ediz Hun ANAP milletvekiliyken, kendi yerine oturduğunu iddia ettiği İTÜ rektörü Gülsün Sağlamer’in kucağına oturup Mesut Yılmaz’ın yakınında yer kapalı 9 yıl olmuş.
Zaman