İntihar!

Yazarlar
Haşmet babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı… 1978 Kasım ayında bir sabah bütün ajanslar aynı flaş haberi geçtiler. Fransız Guyana’sında Halkın Tapınağı adındaki tuhaf cemaatin kur...
EMOJİLE

Haşmet babaoğlu’nun Sabah gazetesindeki yazısı…

1978 Kasım ayında bir sabah bütün ajanslar aynı flaş haberi geçtiler.

Fransız Guyana’sında Halkın Tapınağı adındaki tuhaf cemaatin kurduğu çiftlikte yaşayan yüzlerce insan zehirli suyla intihar etmişti.

O zamanlar gençtim.

Ülkemizde ortalık yeterince karışıktı. Kafamızı kaldırıp çok uzaklardaki bir mesihçi cemaatin başına gelenlerle ilgilenmek zordu. Fakat ayrıntıları öğrendikçe nasıl sarsıldığımızı bugün gibi hatırlıyorum.

Önce liderleri Jim Jones’un talimatıyla çoluk çocuk 700 küsur kişinin toplu intihar ettiğini öğrenmiştik.

İlerki yıllarda işler karıştı. Hatta 2006’dan sonra gizli belgeler ve komisyon raporları başka şeyler düşündürmeye başladı

Bir kere ölenlerin çoğunun zehirli suyu içerek değil, enjeksiyonla (yani bir biçimde zorlanarak) zehirlendiği anlaşıldı.

Dahası, yakındaki ormana kaçan iki yüz kadar müridin ateşli silahlarla öldürüldüğü gerçeği yıllarca resmi raporlarda kalmış, dışarı yansımamıştı.

Yani gerçek ölü sayısı 900’ü aşkındı ve olay dümdüz bir toplu intihar değildi.

***

Şimdi bu olayları neden hatırladığımı anlamışsınızdır.

Üst üste gelen bazı intiharlar üzerine Feto’nun birvaaz kaseti özellikle dikkatleri çekmeye başladı.

Örgüt lideri orada “benim kendi kendimi yok etmem bu işiçin, benim müesseselerime zarar gelmemesi için bir yol ise, ben buna da razıyım. Küfürden sonra en büyük günahtır ama ben buna bile katlanmaya razıyım. İşte bunun daha ilerisinde ne türlü şeylere razı olabileceğimi siz tahmin edebilirsiniz” diyor.

Neredeyse unutulmuş çok ama çok ilginç başka bir konuşmayı da ben hatırlatayım; 1979’daki Kâbe baskını sonrası yaptığı konuşmada Feto baskıncıları savunmuş ve konuşmasının bir yerinde “ölecek ve yapacağız. Yapamadığımız dünyada ölmeyi tercih ediyoruz.”

***

Mesihçi kıyamet kültlerinde bu vardır.

Hele işin içine evanjelik/CIA beyni ve kurgusu girmişse…

Misyonun becerilemediğini, vazifenin kendilerinden alındığını düşündükleri anda “intihar” aşamasına geçilebiliyor.

O yüzden ister istemez “Halkın Tapınağı“, “Güneş Tapınağı” gibi örnekler aklıma geliyor.
Tabii Halkın Tapınağı denince …

yazının devamını okumak için..