İlk Gün Sendromuna Dikkat!

Eğitim Güncel
Okul yılları hayatımızda önemli yer tutar. Hatta çoğumuzun ailesi dışındaki ilk sosyal çevresine ilk adımıdır, okula başladığı gün. Yıllar sonra bile ayrılmadığımız arkadaşlarımızın o ilk gün nasıl ağ...
EMOJİLE

Okul yılları hayatımızda önemli yer tutar. Hatta çoğumuzun ailesi dışındaki ilk sosyal çevresine ilk adımıdır, okula başladığı gün. Yıllar sonra bile ayrılmadığımız arkadaşlarımızın o ilk gün nasıl ağladığı, annesinden ayrılmamak için nasıl direndiği hepimizin hatıralarında yer alır. Şimdi gülerek ansak da o günleri, çocuklarda ilk gün sendromu oldukça önemlidir ve anne babalara büyük görev düşer.

Okuldaki ilk gün, aynı zamanda çocuğunuzun hayatındaki en kritik dönüm noktalarından da biri. Siz rahat ve ilgili davranırsanız, o da bu günü stressiz  atlatır…

Okula başladığı ilk gün çocuk en duyarlı  durumdadır. Her karşılaştığı olay, anne ve babasın tutumu çocuğu aşırı derecede etkiler. Anne ve babasından ilk defa ayrılacağı için yalnız kaldığında ne  yapacağını düşünür. Genç beyninde  farklı hayaller kurar. Bu görüntüsü anne ve babasını da etkileyebilir. Okul günü evdeki aşırı stres çocuğun üzerinde ağır bir yük getirebilir. Psikolog Buğra Kara, bu stresler için şu önerilerde bulunuyor:

İLK GÜN KENDİNİZ ALIN

* Birlikte evden çıktığınızda, çocuğunuza sakin ve mutlu görünmeye dikkat edin.
* Birlikte, güzel bir kahvaltı yapın.
* Çocuğunuz, onu bırakacağınız an tedirgin görünmeye başlarsa, ona her şeyin yolunda gideceğini, arkadaşlarının ve öğretmeninin onu sabırsızlıkla beklediğini ifade edin.
* Vedalaşmanızı kısa tutun ve okuldan ayrılın. Okul sırasında siz yanında olmasanız da çocuğunuz stresle baş edebilecek, sınıfına girdiği birkaç dakika
içinde rahatlayacaktır.
* Ayrılmadan önceki konuşmanızda çocuğunuza, okul çıkışı, tam zamanında onu almak için geleceğinizi söyleyin. Özellikle okulun ilk günü, zorluk yaşayan çocuğunuzu servise bindirmek yerine, anne-babadan birinin gelip alması ve verilen sözün tutulması çok önemlidir.

AKŞAM OKULDAN BAHSEDİN

* Eve geldiğinizde, çocuğunuzun okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşun. Her gün, okuldan sonra, eğer isterse okulda yaşadıklarını anlattığında onu  zevkle dinleyeceğinizi ifade edin.
* Bir sonraki gün için, çocuğunuzun giysilerini ve çantasını birlikte hazırlayın. Çocuğunuzun erken yatmasına dikkat edin. Bilinçli ve samimi tutumunuz  sonucu çocuğunuz bu düzene yavaş yavaş uyum sağlayacaktır. Siz ve çocuğunuz zor bir gün geçirmişseniz, anne-baba olarak kendinizi ve tutumlarınızı  değerlendirebilirsiniz.
* Çocuğunuzun bu mutlu başlangıcını ilk günün akşamında minik bir parti ile kutlayabilir, ailenizle birlikte duygu paylaşımı yapabilirsiniz.

İlk birkaç hafta stresli

Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu ise, okulun yalnız ilk günü değil, ilk birkaç haftasının her zaman stresli olabileceğini de hatırlatıyor ve şu önerilerde bulunuyor:

”Bu dönemlerde onlara karşı daha anlayışlı davranın. Çocuğunuzun okula gitmek istemediği günlerde bunun nedenini öğrenmeye çalışın, fakat gereksiz  yakınmaları da kabul etmeyin.

Onlara yetişkinlerin her sabah işe ve çocukların da okula gitmeleri gerektiğini, bunun onların görevi olduğunu anlatın.”

"Anne-babası hayat boyu öğrenme merakıyla dolu olan çocuklar, öğrenimi çok daha fazla ciddiye alırlar" diyen Yrd. Doç. Dr. Kutlu, ilk defa evden ayrılarak  okul hayatına başlayacak çocuklara, her sabah kahvaltı yapılması ve ev ödevlerinin düzenli takip edilmesi gibi alışkanlıkların aileler tarafından kazandırılması gerektiğini vurguladı.

Büyük işleri küçük parçalara bölme

Yrd. Doç. Dr. Oğuz Kutlu, ”çocuklarınıza büyük işleri daha küçük parçalara bölerek yapmasını öğretin. Bu, okul içinde ve dışında başarıyı getirecektir. Çocuklara  iyimser olmak ve başarı umudu öğretilebilir ama bunlar okulda öğretilmez, bunları öğretmek ailenin görevidir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Kutlu, okul başarısını sağlamanın da ailenin görevleri arasında yer aldığını açıkladı:

”Çocuklarınızla her gün okulda neler yaptıklarını konuşun. Tatmin edici cevaplar almalısınız. ‘Evet, hayır’ veya ‘hiçbir şey’ gibi cevapları kabul etmeyin.  Okul başarısını sağlamak da bir aile işidir.

Hiçbir öğrenci bunu tek başına gerçekleştiremez. Herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır. Çocukların okulda başarılı olmaları için daima, disiplin, gayret, saygı, takdir edilme ve güçlü bir sevgi bağına ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçları karşılamak iyi anne-baba olmanın başlıca gereğidir.

Tek çocuk sorun mu?

Tek çocuğun davranışlarındaki problemlerin sorumlusu anne ve babalar. Disiplinde tutarsızlık olmaması gerekiyor. Çocuğun üç yaşından sonra bir yuvaya  verilmesi öneriliyor…

Psikolog Acelya Şahin tek çocukların, diğer bütün çocuklar gibi problemsiz bir yaşam sürdürebileceklerini, önemli olanın, anne – babaların onlara karşı  tutumları olduğunu söyledi. Günümüzde tek çocuklu ailelerin sayısının giderek artığına dikkat çeken Psikolog Şahin, ikinci bir çocuk yapmanın anne ve  babaların en zor aldıkları kararların başında geldiğini ifade ediyor. Şahin’in verdiği bilgiye göre, tek çocukla yetinen aileler onu aşırı koruma ve kollama  eğilimine girebiliyor, ortaya çıkabilecek her türlü problemde kendilerinde bir hata aramaya başlıyorlar. Bu da çocuğa uygulayacakları disiplinde  dengesizliklere yol açıyor. Şahin "İlk üç yılda bütün çocuklar tek bir kişinin sürekli ilgisine muhtaçtır. Ancak 3 yaşından sonra tam bir sosyalleşme ve  birey olma dönemine girilir. Yuva gibi sosyal bir kuruma gitmek çocuğun sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için önemlidir" diyor.

Anaokulu ile geçiş kolay

İlkokula başlamadan önce çocuğun ana sınıfına veya kreşe gitmiş olması okula adaptasyon sürecini çok kolaylaştırır ve kısaltır. Çocuklar eğitim hayatına  başlarken izlenebilecek en sağlıklı ve doğru yol günün belli saatlerinden tüm güne haftanın belirli günlerinden tüm haftaya doğru kademeli bir geçiştir.  Örneğin, çocuğun anaokuluna haftada iki yarım gün başlayıp üçdört aylık bir zaman içerisinde beş tam gün okula gitmeye başlaması daha sağlıklıdır. Böylece  çocuk okula daha kolay adapte olur.

 

 Kendi anınızı anlatın

* Kendi okul anılarınızdan bahsetmeniz, çocuğun olumsuz değerlendirmelerinin önüne geçip alışmasını sağlayabilir.
* Anne-babalar çocukları hiç bir zaman okula göndermekle tehdit etmemeli ve okula gitmeyi bir ceza olarak sunmamalıdır.
* Bazı çocukların okula başlama dönemleri kardeşlerinin doğduğu döneme denk gelebilir. Çocuk ev ortamından kardeşi nedeniyle uzaklaştırılıyor düşüncesine
kapılabilir. Anne-babanın bu durumda daha dikkatli olması gerekir.

 

 İngiliz Pedagoglara göre,

Çocuklardaki okul sendromunu yenmek ailelerin elinde. Uzmanlar, `Çocuğunuzun okula başlayacağı ilk gün sevinçli ve sakin olun.  Kesinlikle ağlamayın. İstediğini giymesine ve yanına küçük bir oyuncağını almasına izin verin. Çocuğunuzun sizden ayrılma kaygısını azaltmak için kendi  kaygınızı saklayın. Kaygı bulaşıcı bir hastalık gibidir. Okulun eğlenceli bir yer olduğu hissettirilmeli. Bunun için bir gün önceden evde bir kutlama yapılabilir` dedi.