Haftanın filmleri

Filmler
Batman’in son filmi ‘Kara Şövalye Yükseliyor’, İngiliz yönetmen Christopher Nolan’ın 2005’te başladığı üçlemenin görsel yönden en ihtişamlısı, fakat en iyisi değil. Hatta...
EMOJİLE

Batman’in son filmi ‘Kara Şövalye Yükseliyor’, İngiliz yönetmen Christopher Nolan’ın 2005’te başladığı üçlemenin görsel yönden en ihtişamlısı, fakat en iyisi değil. Hatta senaryo boşluklarıyla gedikleri en fazla Batman filmi. 164 dakikalık filmin kapitalist söylemi ise hayli rahatsız edici.

Modern zamanların efsaneleri de ‘doyumsuz’ oluyor. Bitti, bitecek derken bir de bakıyorsunuz aynı hikâye yeniden başlamış. Kimi o yenilikte bir orijinallik yakalıyor, kimi tekrara düşüyor. İnanılmaz Örümcek Adam, tekrara düşenler hanesine çoktan yazıldı mesela. İngiliz yönetmen Christopher Nolan’ın yeniden yazdığı Batman efsanesi ise orijinal taraftaki müstesna yerini aldı. 2005’te başlayan bu ‘efsane’, bugün itibarıyla sona eriyor. Fakat altın yumurtlayan tavuğu kesmek kolay değil. Kuvvetle muhtemeldir ki, bitti denilse de önümüzdeki yıllarda başka bir ekiple ‘yeniden’ perdeye gelecek.

Batman’i, son bıraktığımızda Joker’i yenmiş, fakat sevdiği kadını kaybetmiş; Başsavcı Harvey Dent’in suçlarını üstlenerek ortadan kaybolmuştu. "Bu şehrin bana ihtiyacı yok artık" diyerek Gotham’dan elini eteğini çeken Batman, Wayne malikanesindeki uzletgâhına kapanalı sekiz yıl olmuştur. Vukuatsız Gotham’ın sessizliği Borsa’ya yapılan baskınla bozulur. Yeraltından çıkıp gelen Bane ve adamları şehirde terör estirmeye başlayınca Batman de ortaya çıkar. Fakat pelerinli kahraman biraz ‘paslanmıştır’. Bane onu kolaylıkla alt edip yeraltındaki çukurda bırakır. Bu arada Bane, halkı zenginlere ve yöneticilere karşı ayaklanmaya çağırır ve Gotham’da kaos baş gösterir. Fakat esas amacı şehrin ‘nükleer kıyametini’ gerçekleştirmektir. Çukurdan çıkan Batman ise polislerin ve Kedi Kadın Selina’nın yardımıyla Bane’i engellemeye çalışır.

Malum, çizgi roman kahramanları düzenden, bir nevi devletten yanadır. Sistemi düşmandan korur; bazen devlete bazen de halka rağmen bunu yapmaktan çekinmezler. Böyle oldukları için de kostümlerinden buram buram Amerikan muhafazakârlığının kokusu yayılır. Batman de bu konuda istisna değil. Hatta, görmeyeli Batman iyice kapitalistleşmiş! 2008’deki ‘Kara Şövalye’de Neocon’cu Batman biraz şaşırtmıştı. Hong Kong’da, Çin’de ya da Maçin’de de olsa düşmanını ‘paketleyip’ getiren bir Batman vardı. Üstelik, -Bush’un politikalarında olduğu gibi- ulusal güvenlik gerekçesiyle tüm özel hakları ihlal etme yetkisini kendisinde görüyordu.

Son filmdeki Batman ‘söylem’ yönüyle sınıfta kalıyor. Kestirmeden söylersek, "Bir yalan üzerine kurulu olsa da düzeni bozmayın; yoksa kötü olur!" demeye getiriyor. Tıpkı ‘kimyasal silah’ bahanesiyle Irak’a giren Bush yönetiminin kendi ulusal güvenliğini sağlama alması gibi, Gotham yöneticileri de, aslında bir hain olan Dent üzerinden oluşturdukları sahte kahraman miti ile sistemi güçlendirir. Yakın zaman önce Amerika’da yaşanan ‘Wall Street’i İşgal Et’ eylemlerinin ne kadar yıkıcı olabileceği de Batman’in kulağımıza fısıldadıklarından. Borsayı basıp piyasalarla oynayan, halkı ayaklanmaya çağıran Bane’in terör estirmesinden öte; ajandasında sakladığı nihai hedef vesilesiyle "Bu adam ve onun gibiler sizin sonunuzu hazırlıyor" mesajı veriliyor. Bunun, zenginlere karşı sınıfsal bir özgürlük mücadelesi değil, karanlık bir oyun olduğu bilhassa vurgulanıyor.

Oyunculuklar açısından son filmin en iyisi Bane rolündeki Tom Hardy, en kötüsü ise Marion Cotillard. Oscarlı Cotillard, hem rolüne hem Batman’in dünyasına fazlasıyla ‘Fransız’ kalarak kariyerinin en kötü oyunculuğunu çıkarıyor. Bale, Freeman, Oldman, Caine kaldıkları yerden devam ediyor. Kedi Kadın’da Anne Hathaway, bir Michelle Pfeiffer olamasa da işini gayet iyi yapıyor. Hakeza Joseph Gordon-Levitt de öyle. Hans Zimmer’in müzikleri ise filmin ritmini belirleyen başarılı bir katkı.

Sonuç olarak; 164 dakikalık ‘Kara Şövalye Yükseliyor’, Nolan’ın 2005’te başladığı üçlemenin görsel yönden en ihtişamlısı, fakat en iyisi değil. Hatta senaryodaki boşluklar açısından gedikleri en fazla Batman filmi.

Kara Şövalye Yükseliyor

The Dark Knight Rises

YÖNETMEN:Christopher Nolan

OYUNCULAR: ChrIstIan Bale, Anne Hathaway, Tom Hardy, MarIon CotIllard

Çocuklara polis değil aile gerek

Bu yaz sinema salonlarındaki ‘Fransız çıkarması’na son örnek ‘Polis’ (Polisse). Film, Cannes Film Festivali’nde Terrence Malick, Dardenne Kardeşler, Nanni Moretti, Takashi Miike, Nuri Bilge Ceylan gibi usta isimlerle yarışıp jüri özel ödülü ile festivalden ayrılmıştı. Fransız oyuncu-yönetmen Maïwenn’in yönettiği film, can alıcı konusuna soğukkanlı bir şekilde yaklaşıyor.

Paris Çocuk Koruma Birimi’nde çalışan Chrys, Nadine, Iris ve Fred, bir yandan kendi dertleriyle boğuşurken bir yandan da pedofili suçlarını araştırmaktadır. Melissa ise, birimin faaliyetlerini belgelemesi için İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilir. Elinde fotoğraf makinesi ve çekingen tavırlarıyla Melissa ekibe katılır ve toplumun kâbuslarını birinci elden gözlemlemeye başlar. Ekibin duygusal gerilimine ve yıpranmasına şahit olan Melissa, karşılaştığı vakalar karşısında ise şaşkına döner.

Fransız oyuncu ve yönetmen Maïwenn’in (Maïwenn Le Besco) son filmi ‘Polis’ (Polisse), hangi kaygılarla çekilmiş olursa olsun vicdanlı bir film. ‘Kaygı’ kısmına şöyle bir değinip vicdan kısmına geçelim. Film, tüm çabasına rağmen sosyal sorumluluk projesi havasından kurtulamıyor. Hatta, kimi yerlerde, Sarkozy dönemindeki polisin imajını düzeltmek için yapılmış ‘ısmarlama’ bir hizmetiçi eğitim filmi izlenimi bile veriyor. Bu ‘kaygılı’ notu düştükten sonra, işin vicdan bölümüne bakalım.

Hayli naif bir tonda açılan film, gösterdikleriyle olmasa da anlattıklarıyla giderek sert bir havaya bürünüyor. Nihayetinde, ele aldığı konu çocuk istismarı olunca bu durum kaçınılmaz. Fakat Maïwenn’in meseleye yaklaşımdaki içten ve soğukkanlı tavrı takdir edilesi… Her şeyden habersiz çocukların ağzından aktarılan şikâyetler ve ebeveynlerin içine düştüğü acınası durum, insanın kanını dondurmaya yetiyor. Paris Çocuk Koruma Birimi’nin arşiv kayıtlarındaki gerçek dosyalardan yola çıkılarak çekilen Polis, not düştüğümüz kaygı verici özelliklerine rağmen, gündeme getirdiği bu ahlakî sorun ile kayda değer bir film.

POLİS

Polisse

YÖNETMEN: Maïwenn

OYUNCULAR: Joey Starr, MarIna FoIs, FrederIc PIerrot, KarIn VIard

Dondurma aşkına bir daha

Mart ayında gösterilen ve 300 binden fazla gişe yapan Max Maceraları’nın devamı, yıl bitmeden geldi. Tayvanlı The Monk Studios yapımı animasyon film, bir dondurma reklamının da maskotu olan aslan Max ile Gölgelerin Efendisi’nin savaşı ekseninde devam ediyor. İki ezeli rakip, Max ve Gölgelerin Efendisi, birer güç kristaline sahiptir ve son güç kristalini almak için mücadele etmektedirler. Gölgelerin Efendisi, Max ve arkadaşlarını durdurmak için Gölge Yarasaları’nı göndermiştir. Bu ezeli mücadelede, Max ve arkadaşları, kendilerini efsanevi sonsuzluk ormanı ve yalnızlık adası gibi eğlenceli yerlerde bulurlar ve yeni arkadaşlarla tanışırlar. Tüm kristallerin gücü Gölgelerin Efendisi’nin elindeyken, Max ve dostları krallığı özgürlüğe kavuşturabilecekler mi?

Max Maceraları 2: Krallığa Yolculuk

TÜR: ANİMASYON

SESLENDİRENLER

Yekta Kopan, Engin Altan Düzyatan, Sezen Aksu

Kardeşimi kaybettim, hükümsüzdür

Haftanın gerilim filmi ‘Kayıp’ (Gone), Brezilyalı yönetmen Heitor Dhalia’nın Hollywood’a adım atma filmi. Fakat Dhalia’nın Amerika sularına pek başarılı bir geçiş yaptığı söylenemez. Bir restaurantta garson olarak çalışan Jill Parrish, gece vardiyasındaki işini bitirip eve döndüğünde kız kardeşi Molly’nin evde olmadığını görür. Kendisi de bir yıl önce kaçırılmış ama kaçıp canını kurtarmış olan Jill, aynı seri katilin, bu kez kardeşi Molly’yi kaçırdığından hiç şüphe duymamaktadır. Polisler ise artık Jill’in iyice aklını kaçırdığını düşünmektedir ve ona yardımcı olmak için ellerindeki kaynakları seferber etmek istemezler. Kardeşinin o gün akşam olmadan canını kaybedeceği korkusuyla, Jill katili bulup kardeşini kurtarmak amacıyla tek başına bir maceraya girişir.

KAYIP

Gone

YÖNETMEN: HeItor DhalIa

OYUNCULAR: Amanda SeyfrIed, DanIel Sunjata, JennIfer Carpenter,

SebastIan Stan

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1323822&title=haftanin-filmleri-batmanim-kara-sovalyem-kapitalistim&haberSayfa=1