Ardahan Hakkında Genel Bilgiler

Türkiye'nin İlleri
Ardahan hakkında bilgi; -Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste- İklim Yörenin yüksek olması ve yüzey şekillerinin değişkenlik göstermesi dolayısıyla İl genelinde karasal iklim hak...
EMOJİLE

Ardahan hakkında bilgi;

-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-

İklim

Yörenin yüksek olması ve yüzey şekillerinin değişkenlik göstermesi dolayısıyla İl genelinde karasal iklim hakim olup, kışlar uzun, sert ve kar yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklığı 5 0C’nin altında olup, kışın –30 0C’nin altına iner. Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan’a yılda ortalama 500 mm yağış düşer. Sonbaharın ilk soğukları eylül ayının sonunda başlar, ilkbaharda mayıs ayının ortalarına kadar devam eder. İlin batı ve kuzeyinde daha çok Karadeniz ikliminin özellikleri görülür. Bu özellik bitki örtüsünde de kendini gösterir. Batı ve kuzeyde özellikle Posof ilçesi ile Artvin’e komşu olan yörelerde ormanlıklar ve çalılar yer alırken diğer yerlerde çayır ve meralar yaygınlık göstermektedir. Göle ovasında kışlar ağır geçer. Bu saha Türkiye’nin en soğuk yerlerinden sayılan Sarıkamış’a oranla daha soğuktur.

Her tarafı yüksek dağlarla çevrilmiş çanak biçimindeki ovada kışın hava akımı az olur. Bu durumda soğuyan ve ağırlaşan hava aşağıya doğru hareket eder ve sıcaklık kaybına uğrayarak dondurucu bir hal alır. Böylece Toprak örtüsü ve bataklıklar donar. Ovayı kuşatan ve biraz esinti gören dağların yamaçları daha az soğuktur. Kış aylarında bazen ovanın içerisini kalın bir sis tabakası örter ve etrafında ki dağlardan bakılınca burası adeta bir deniz gibi gözükür. Bu ovaya kışın en soğuk rüzgar kuzeybatıdan gelir ve buna “Ardahan Yeli” denir. Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 900 m yükseklikte bulunan Posof İlçemizde ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikro klima tipi iklim hakim olup, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir.

arBu iklimin en belirgin özelliği yağışlarıdır. Bu alana her mevsimde yağış düşer. Sahada altı ay kış mevsimi yaşanır. Bu esnada yağışlar hep kar halindedir ve boldur. Mayıs’a kadar kar yağdığı da olur. İlkbaharda ve sonbaharda sisler oluşur. Yaz mevsimi esnasında yağmur eksik olmaz. Sıcaklık yağışlardan ve havanın sık sık bulutlu kalışından etkilenir. Yaz mevsimi adeta bir ilkbahar serinliğindedir. Durum böyle olunca buralarda geniş ormanların varlığı kendiliğinden oluşur. Açık kalan yerler ve vadiler devamlı bir yeşillik içerisindedir.


Bitki Örtüsü

İl topraklarının büyük kesimi çayır ve mer’alarla kaplıdır. Orman yönünden fazla zengin değildir. Dağ eteklerinde çam ağaçları yer alır.


Damal Bebekleri

Flora

Ardahan İli ile ilgili yapılan floristik çalışmalar literatür taramalarına göre 1225 bitki taksonu tespit edildiği belirtilmektedir. Fakat yapılan çalışmalar ilin tamamını kapsayan çalışmalar olmayıp bölgesel niteliklidir. Ardahan İli flora ve faunasının belirlenmesi amacıyla “Ardahan İli Karasal ve İç Su Ekosistemleri Biyolojik Çeşitlilik Projesi” 2016 yılında ihale edilmiş, 2018 yılı sonunda çalışmalar tamamlanmış ve onay aşamasındadır. Yapılan bu taslak çalışmaya göre hem arazi hem de literatür taramalarına göre il genelinde 123 adeti endemik olmak üzere toplam 1634 bitki taksonu tespit edilmiştir.

Doğal çevre koşullarının ortak etkisi nedeniyle Kura Nehri Yukarı Havzasında farklı özellikte bitki toplulukları yaygındır. Gerçekten, havzada yükselti bakımından farklı alanların bulunuşu, çöküntü çukurlarının (Göle, Ardahan, Çıldır, Hasköy ve Aktaş Ovaları) yanı başında yüksek plato ve dağların yer alışı bitki toplulukları bakımından bir çeşitliliğin varlığını ortaya koyar. Öte yandan, bu havza geniş anlamda Kuzeydoğu Anadolu karasal ikliminin etkisinde bulunmaktadır. Ancak, kuzeyde çok dar bir alanda, özellikle Posof çevresinde kısmen Karadeniz ikliminin etkileri görülür. Bununla birlikte, bitki örtüsünün bugünkü durumunu almasında yüzyıllardan beri süregelen orman tahriplerinin ve aşırı hayvan otlatmanın etkileri yadsınamaz. Nitekim, bugün step bitkileri ile kaplı olan yüksek plato alanlarının büyük bir bölümü önceleri ormanla örtülü bulunuyordu (Harita D.4). Örneğin; Meşe Ardahan (Hanak), Çamlıçatak, Uluçam gibi eski ve yeni yerel adlar, önceleri buralarda orman varlığının fazla olduğunu gösteren kanıtlar niteliğindedir. (Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri Atalay, İ., vd., 1985)


Fauna

Ardahan İli, yaban hayatı yaşama ortamı için son derece uygun bakir bir bölgedir. İlde yaban hayatı için uygun yerler oluşturan orman, çalılık, sulak alan ve kanyon gibi doğal barınak alanları bulunmaktadır.

Aşağı Kafkasya Ormanlarında yaşayan Huş Tavuğu/ Dağ Horozu (Lyrurus mlokosiewiczi), ülkemizdeki en yoğun popülasyonu Posof Huş Ormanlarında yaşamaktadır. Huş Tavuğu’nun yaşam alanı bulduğu Posof Ormanları; Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak koruma altına alınmıştır. Esas rengi metalik siyah olan huş tavuğunun erkek bireyinin baş, boyun ve sırtı metalik yeşildir. Kuyruk tüyleri uzun ve dışa doğru kıvrıktır. Dişi birey ise kahve ve siyah lekelidir. Alt kısmı gridir ve koyu lekeler taşır. Gaga siyah ayaklar ve iris koyu kahvedir.

Tepeli Pelikan, Türkiye’de sadece 7 sulak alanda kuluçkaya yatmaktadır. Ardahan İlindeki Aktaş Gölü Tepeli Pelikan ve Ak Pelikanların birlikte kuluçkaya yattığı ülkemizde bilinen tek sulak alandır. Çıldır ve Aktaş Göllerinde gözlemlenen Tepeli Pelikan ve Ak Pelikanlar özellikle yöre halkı tarafından korunmaktadır.

Ardahan ili Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nceArdahan-Kars yolu 4. km sinde 4,181 Ha büyüklüğünde Putka (Sazara, Gölbaşı) Gölü diye anılan sulak alan, koruma altına alınmıştır. Bölgede ayrıca Yiğitkonağı Sazlığı, Gölebakan Sazlığı, Altaş Köyü Sazlığı bulunmaktadır. Bu sulak alanlarda ve Kura Nehri’nin Ardahan Ovasından geçtiği yerlerde oluşan sazlık-sulak galeriler çeşitli göçmen kuşların bulunduğu önemli kuş alanlarıdır.

Kura Nehri’nin İl Merkezinden Gürcistan sınırına kadar oluşturduğu kanyon İldeki yaban hayatı ve yok olma tehlikesi altında bulunan bitkiler için son derece önemli bir alanı oluşturmaktadır. Bu kanyon fauna ve flora elemanları açısından yüksek derece öneme sahip olup, bulundurduğu bakir alanlar ve temiz su kaynakları sayesinde birçok önemli kuş, sürüngen ve memeli türünün üremesi için ev sahipliği yapmaktadır. Alanda üreyen türlerden en önemlisi uluslararası koruma statüsüne göre CR (Kritik) kategorisinde yer alan Darevski Engereği (Vipera darevskii)’dir. İlde diğer ormanlık ve sulak alanlarda yaşayan başlıca türler; Vaşak, Çakal, Yaban Domuzu, Tilki, Tavşan, Kurt, Karaca, Şahin, Kartal, Baykuş, Keklik, Orman Çulluğu, Su Samuru, Kirpi, Turna, Kırlangıç, Sürmeli Kızkuşu, Çayır Delicesi ve diğer göçmen kuşlardır.

Yörede akuatik alan ve kıyı şeridi üzerinde yaşayan kürklü hayvan türü olarak su samuru tespit edilmiştir. Ayrıca bu alanlar dışında büyük memelilerden; Karaca, vaşak, çakal, kurt, ayı ve tilki bulunmakla birlikte hassas durumlarından ötürü bu hayvanların avı yasaklanmıştır.


Ekonomik Yapı

Ardahan ilinin ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayanır. Sanayi ve turizm sektörü fazla gelişmemiştir.

Hayvancılık: Geniş mer’a ve çayırlarındaki zengin bitki örtüsü hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır. En çok sığır ve koyun beslenir. Koyun yetiştiriciliğinde mor ve ak karaman, sığır besiciliğinde ise yüksek verimli Doğu Andolu kırmızısı vezavod veya kalakan türleri hakimdir. Arıcılık gelişmiştir.

Tarım: Elverişsiz iklim şartları tarla tarımını engeller. Akarsu boylarında tarım yapılır. Buğday, arpa, çavdar ve az miktarda patates yetiştirilir.

Sanayi: Ardahan’da sanayi fazla gelişmemiştir. İlde hayvancılığa bağlı olarak süt toplama merkezleri, küçük çaplı mandıralar yer alır. En büyük sanayi kuruluşu Karset’tir. Bu kuruluş hayvan besiciliği ve hayvan ürünleri imalatı yapar.

Ulaşım: Ulaşım karayoluyla yapılır. Demiryolu bağlantısı ve havaalanı yoktur.


Çıldır Kalesi

Ardahan İlçeleri

Damal İlçesi : Damal:Ardahan merkezinden yaklaşık olarak 42 km uzaklıkta olup ulaşım kara yolu ile sağlanmaktadır. Coğrafi Durumu : Damal kuzey de Posof, doğu da Gürcistan ve Çıldır, güney de ve batıda Hanak ile komşu olup toplam 74 Km kara sınırına sahiptir. İlçenin toplam yüz ölçümü 329 km² olup, rakımı 2.000 metredir. Arazi plato görünümünde olup, İlçenin bitki örtüsü ilkbahardan sonbahara kadar yeşil çayır görümündedir. Yörede karasal iklim hüküm sürer, yağış ülke ortalamasının altındadır. Sıcaklık kış mevsiminde eksi (-) 30-35 dereceye kadar düşer. Yazları serin, kışları ise soğuk ve yağışlıdır. İlçe sınırlarında Çikora Suyu ve Bağırsak Çayı adında iki akarsu bulunmaktadır. İdari Yapı : İlçe Cumhuriyetin kuruluşundan sonra nahiye olarak sırasıyla Posof, Ardahan, Hanak, ilçelerine bağlı kalmıştır. Ardahan’ın İl olması ile birlikte İlçe yapılarak idari bakımdan Ardahan’a bağlanmıştır. İlçenin 12 köy ve 3 mahallesi vardır. Nüfus: İlçenin toplam nüfusu 8.677’dir. İlçe merkezinin nüfusu 2.571, köylerin nüfusu ise 6.106’dır. Damal’da km2 ye 26 kişi düşmekte olup, yıllık nüfus artış hızı % -16,19’dur.

Posof İlçesi : Posof Ulaşım: Ardahan Merkezden yaklaşık 85 km uzaklıkta olup sadece kara yoluyla ulaşım sağlanmaktadır. Coğrafi Durumu : Posof Ardahan’ın kuzey kısmında yer alıp deniz seviyesinden 1.583 metre yükseklikte ve 623 km2 yüz ölçüme sahiptir. Akarsu olarak sadece ilçenin Ardahan tarafından girişinde Posof Çayı bulunmaktadır. Engebeli bir arazi üzerine kurulmuş olan Posof’ta iklim olarak Ardahan yöresinin Karasal ikliminden çok Karadenizin ılıman iklimi hakimdir. Yılın büyük bölümünde yüksek kesimlerde kar hakimdir. İlçe güney ve doğusunda 2.540 rakımlı Ilgar Dağı Batısında Arsiyan (Göze ) Dağı, Kuzeybatısında 3.500 rakımlı Gırma (Til) Dağı arasında kalan vadide konuşlandırılmıştır. Bölgedeki diğer yerleşim birimlerinden daha sıcak bir iklime sahip olan İlçede yer yer sebze ve meyve üretimi yapılmaktadır. İdari Yapı : Posof’un bir İlçe Belediye Başkanlığı ve 49 Köyü bulunmaktadır. Nüfus: İlçenin toplam nüfusu 12.729’dur. İlçe merkezinin nüfusu 2.555, köylerin nüfusu ise 10.174’tür. Posof’ta km2 ye 20 kişi düşmekte olup, yıllık nüfus artış hızı % -20,22’dir.

Göle İlçesi : Göle:Ardahan merkeze yaklaşık olarak 45 km uzaklıkta olup kara yolu ile ulaşım sağlanmaktadır. Coğrafi Durum : İlçemizin yüzölçümü 1400 km2 olup, denizden yüksekliği 2.030 metredir. Arazinin % 81’i orman örtüsü ile diğer kısımları ise çayır ve mera ile kaplıdır. Kışları uzun ve sert, yaz mevsimi ise çok kısadır. İlçenin güneyinde Allahuekber dağları uzanır, İlçe kuzeyinde Ardahan İli, Doğusunda Kars İli Batısında Erzurum İli ile sınırdır. İdari Yapısı : 1992 yılına kadar Kars İline bağlı olan İlçe Göle Ardahan’ın İl olmasından sonra Ardahan’a bağlanmıştır. Göle 1 İlçe Belediyesi, 1 belde belediyesi, 4 mahalle ve 53 köyden ibarettir. Nüfus: İlçenin toplam nüfusu 37.814’tür. İlçe merkezinin nüfusu 10.478, köylerin nüfusu ise 27.336’dır. Göle’de km2 ye 27 kişi düşmekte olup, yıllık nüfus artış hızı % -15,79’dur.

Çıldır İlçesi : Çıldır:Ardahan Merkeze uzaklığı yaklaşık olarak 50 km uzaklıkta olup ulaşımı kara yolu ile yapılmaktadır. Coğrafi Durumu : Çıldır İlçe merkezi, ortalama 1950 m. yükseklikte düz bir alana kurulmuş, köyleri ise kısmen düz, kısmen de engebeli araziler üzerine kurulmuştur. İlçenin toplam yüzölçümü 752 km2 dir. İlçe sınırlarında bulunan göllerden Çıldır Gölü 120 km², Aktaş Gölü ise 27 km2 alana sahiptir. Bu göllerden Aktaş Gölü’nün yarısı Gürcistan sınırlarında kalmaktadır. Bölgenin en yüksek dağı Keldağ ve Gökdağdır. Her iki dağın yüksekliği de 3000 m. civarındadır. İlçe sınırlarından Kura ve Karasu akarsuları geçmektedir. Çıldır İlçemiz sınır komşularımız olan Gürcistan ile 66 km, Ermenistan ile 13 km sınır uzunluğuna sahiptir. İdari Yapı : Çıldır İlçesi 25 Şubat 1921 yılında düşman işgalinden kurtarılarak Türk topraklarına katılmış olup, Kars İline bağlı İlçe statüsünü almıştır. Daha sonra Ardahan’ın İl olması Ardahan’a bağlanmıştır. İlçenin Merkez Belediyesi ve Aşıkşenlik Belediyesi olmak üzere 2 adet belediyesi, 35 köyü vardır. Nüfus: İlçenin toplam nüfusu 14.869’dur. İlçe merkezinin nüfusu 2.415, köylerin nüfusu ise 12.454’tür. Çıldır’da km2 ye 20 kişi düşmekte olup, yıllık nüfus artış hızı % -22,27’dir.

Hanak İlçesi : Hanak:Ardahan merkezden yaklaşık 30 km uzaklıkta olup ulaşım kara yoluyla yapılmaktadır. Coğrafi Durum : Hanak’ ın Doğusunda Çıldır ilçesi, Batısında Artvin İli, Kuzeyinde Damal İlçesi Güneyinde ise Ardahan İli ile çevrili olup, ilçemizin Batısında Cin Dağı, Doğusunda Yelatan Dağı ve Oğuz yaylaları yer almaktadır. Yüzölçümü 547 km2 olan İlçede Cin dağlarından çıkan ve ilçeyi geçen Hanak Çayı bulunmaktadır. Rakımı ise 1800 Metredir. İdari Yapı : İlçenin biri merkez diğeri belde belediyesi olmak üzere 2 belediyesi ve 28 köyü bulunmaktadır. Nüfus: İlçenin toplam nüfusu 14.873’tür. İlçe merkezinin nüfusu 4.432, köylerin nüfusu ise 10.441’dir. Hanak’ta km2 ye 27 kişi düşmekte olup, yıllık nüfus artış hızı % -26,72’dir

Ardahan Ulaşımı

Karayolu : Karayolu Ardahan’a ulaşım olarak İstanbul’a uzaklığı yaklaşık olarak 1500 km olmaktadır. Ankaray’a uzaklığı 1050 km olmaktadır. Ulaşım kara yolu ile mümkün. Havayolu Ardahan’a 90 km uzaklıktaki Kars havaalanı ile sağlanmaktadır. Demiryolu Ardahan’a 90 km uzaklıkta Kars Devlet Demir yolları ile ulaşım sağlanmaktadır. Kaynakça Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.

Ardahan Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri

Akbaba Dağı : [Dağ] , AKBABA DAĞI 3126 m yükseklikte olup yöremizin 3. büyük dağıdır.Çıldır İlçemizde bulunmaktadır.

Ayı Gölü : [Göl] , AYI GÖLÜ : Arsiyan Dağı ile Cin Dağı arsında yer alıp 0,5 km2 kadar bir alana sahiptir

Ortakent ( Büyük Nakala) Mağaraları : [Mağara] , Ortakent ( Büyük Nakala ) Mağaraları Hanak İlçesi’ nin 10.km. kadar doğusunda yer alan Ortakent (Büyük Nakala) Nahiyesi’ nin yaklaşık 7-8 km. güneyinde bulunmaktadır.

Posof Deresi(ildeki uzunluğu) : [Çay] , Posof Deresi:19 km uzunluğunda 5,31 Derinliğinde Posof ilçesinden başlayarak Ülke dışına çıkar

Hanak Suyu : [Çay] , Hanak Suyu: 11 km uzunluğu Debisi :1.45

Çıldır Gölü : [Göl] , Çıldır Gölü:Doğu Anadolu’nun bölgesinin Van Gölünden sonra en büyük gölüdür. 115 km2 olan bu göl, Kısır dağı ile Akbaba Dağı arasında yer almaktadır.

Ardahan Platosu : [Plato] , İlin orta kesimindeki yüksek düzlükler Ardahan Platosu olarak adlandırılır. Platonun deniz seviyesinden yüksekliği 1800-2000 m. arasında değişir

Allahuekber Dağı : [Dağ] , ALLAHÜEKBER DAĞI 2919 m Göle İlçemizin en yüksek dağıdır.

Kura(Kür) Nehri : [Nehir] , KURA (KÜR) NEHRİ : Yurdumuzdan Doğu Anadolu bölgesinden doğup Azerbaycan topraklarında Aras ırmağı ile birleşerek Hazar denizine dökülen akarsuyun toplam 1515 km. olan çığırının 189 km’lik bölümü Türk

Arsiyan Dağı : [Dağ] , ARŞİYAN DAĞI: 3160 m POSOF İlçemizin en yüksek dağıdır.

Kayınlık Dere : [Çay] , Kayınlık Deresi: 16 km uzunluğunda Debisi :1,70 Balçeşme köyünün 1 km mansabından başlayıp Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter

Davar Gölü : [Göl] , DAVAR GÖLÜ : Posof İlçemizin batısında Hırkat dağının kuzey tarafında 3 dekar genişliğindedir. Gölde balık bulunmamaktadır.

Ilgar Dağı : [Dağ] , ILGAR DAĞI: 2418 Posof İlçemizin 2. en yüksek geçididir.

Kısır Dağı : [Dağ] , KISIR DAĞI: 3197 ARDAHAN Yöremizin en yüksek dağıdır.

Türkmen Deresi : [Çay] , Türkmen Deresi:14 km 1,40 Derinliğinde Gedik Köyünün 1,5 km kuzeyinden başlar ve Göle’nin Sormi deresi 3 km kuzeyinde biter

Yalnızçam Dağı : [Dağ] , YALNIZÇAM DAĞLARI: 2715 m İl Merkezine yaklaşık 15 km uzaklıkta olup eteğinde kayak merkezi bulunmaktadır.

Övündü (Vaşlop ) Mağaraları : [Mağara] , Övündü Mağaraları: Çıldır’ a bağlı Kurtkale nahiyesi’ nin l km. doğusundaki Övündü Köyü’ nün yaklaşık 250-300 m. güneyindeki kalker kaya kütlesine oyulmak suretiyle yapılmış iki grup mağara.

Aktaş Gölü : [Göl] , AKTAŞ (HOZAPİN) GÖLÜ : Çıldır ovasının kuzeybatı kesiminde 22 km2’ kadar bir alan kaplayan Aktaş (Karsak, Hozapin) gölünün yarısı ülke sınırları içerisindedir. Yüksekliği 1794 m. olan göl kapalı bir h

Kanlı Göl : [Göl] , KANLIGÖL : Posof İlçemiz Eminbey (Cilvana) köyünün batısında Zendar ve Civantel köyleri arasında sekiz dekar (8.000 m2) kadar bir alanı kaplamaktadır.

Ayaz Gölü : [Göl] , Ayaz Gölü: Posof İlçemizde Eminbey (Cilvana) köyünün hemen doğusunda 10 dekar genişliğinde küçük bir düzlüğün ortasında ve 20-30 m. derinliktedir. Gölde balık bulunmamaktadır

Kür Çayı : [Çay] , Kür Çayı 51 km 10,19 Derinliğinde Tellioğlu köyünün 1 km mansabından başlayıp Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter

Akçakale Adası : [Ada] , Akçakale Ada Şehri Kalıntıları: Çıldır Gölünün içerisinde yer alan Akçakale Adası, doğal güzellikleri yanı sıra, birinci derecede Arkeolojik sit alanıdır..

Ardahan tarihçesi

Ardahan İli yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip olup, MS 628 yılında Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türklerinin eline geçerek Ardahan adını almıştır. MS 1068 yılında Alparslan tarafından fethedilerek Selçukluların egemenliğine geçmiş, 29 Mayıs 1555 tarihinde imzalanan Amasya anlaşması ile Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı İmparatorluğuna dahil edilmiştir. 1876 -1877 Osmanlı- Rus savaşı sonunda Savaş tazminatı olarak Kars ve Batum ile birlikte 13 Temmuz 1878 Berlin anlaşması ile Ruslara bırakılan Ardahan 1918 yılında Bresy – Litowski anlaşması ile Anavatana kavuşmuş, ancak 30 Ekim 1918 tarihinde Ardahan’da kurulan Milli Şura Hükümeti tarafından Mondros Mütarekesi şartları red edilmiş, Milli Şura Hükümeti Kurtuluş Savaşımızla bütünleşerek Kazım Karabekir Paşa ve Halit Paşa komutasındaki ordumuz tarafından 23 Şubat 1921 tarihinde İlimiz kurtarılmıştır.Kazım Karabekir Paşa tarihe mal olan “Boğazlar Boğazımız, Kars-Ardahan Bel Kemiğimizdir.”sözünü söyleyerek Ardahan’ın yurdumuz için ne kadar stratejik bir öneme sahip olduğunu vurgulamıştır. Cumhuriyetin İlanından sonra İl olan Ardahan 1926 yılında 877 Sayılı Kanunla ilçe yapılarak Kars İline bağlanmıştır. 27.05.1992 tarihinde Ardahan ili İl olarak faaliyete geçmiştir.

Yukarı Kür boylarının yazılı belgelerde anılarak “Tarih Çağı”na girmesi, “İlk Türkler”den sayılan ve Sümerlilerle soydaş olan “yuvarlak başlı (Brekisefal), bitişken-dilli Hurrilerin” torunlarının Van Gölü çevresinde güçlü bir devlet kurmaları zamanında görülmektedir. Sümerlilerin icat ettiği çivi yazısını kullanan, Van Gölü çevresindeki bu devletin ülkesine, güney komşuları Asurlular, M.Ö.1280 yılından beri “Yukarı El-Ülke” anlamında “Ur-Artu” diyorlardı. Urartular ise baş tanrılarına göre kendilerini “Khaldi” diye anıyorlardı. Eski Van (Tuşpa) şehrini merkez edinen Urartulardan Kral II.Sardur (M.Ö. 753-735), Çıldır Gölü güneybatısındaki Taşköprü Köyü kayalığına kazdırdığı buraların fethini anlatan yazıtında, Çıdır-Ardahan ve çevresini, “Ukhiemani” beyliğinden aldığını anlatır. Başka bir yazıtında da Çoruh Irmağı boyunda (Bayburt’tan Batum’a kadar, Artvin ve Ardanuç dahil) “Kulki” adlı güçlü bir kavmi yendiğinden bahseder. II.Sardur’un yazıtlarında yer alan her iki kavimde, Aryani (Ortaasya) kökenli kavimlerdir.

II. Sardur’un oğlu Kral I. Rusa/Ursa (753-713) zamanında, Kafkaslar ve Karadeniz’in kuzeyinde M.Ö.2000 yılından beri yaşayan ve sonraki Hazar ve Bulgar Türklerinin mensubu bulunduğu “Kıpçaklar”ın ataları olan “Kimmerlerin” ülkesi, aynı soydan gelen “Sakalar”ın akınına uğramıştı. Saka (İskit) Türkleri M.Ö.720 yılında Kimmerlerin doğu Kolunu Kafkas sıradağlarının güneyine sürdüler. Sarı saçlı, kumral, gök gözlü Kuman/Kıpçak tipinde olan Kimmerlerin İskit Türklerinin önünde Kür, Çoruh, Aras ve Yukarı Fırat ırmakları boyuna yayılarak yerleşmeleriyle Ardahan’ı da içerisine alan bölgede Türklük hayatı başlamış oldu.(M.Ö.720)

İlk olarak yunanca yazılıp M.S.V.Yüzyılda Gürcü diline çevrilen “Kartlis-Çkhovreba” adlı tarihin başlarında Kimmerlerin gelip Ardahan’ı da içerisine alan Kafkasların güneyine hakim oluşlarını anlatır. Makedonyalı İskender’in ordusuna karşı koyan “yaman Savaşçılar” dediği Kimmerlerin Ardahan civarındaki “Kamara Dağı” civarında verdikleri mücadeleyi yücelterek anlatır.
M.S. 680 yılında İskit Türkleri, hükümdarları Bartatua öncülüğünde çok kalabalık göçler halinde Kafkas geçitlerini aşarak, itaat etmeyen Kimmerleri Kızılırmak boylarına kaçırttılar.
İskitlerin hükümdarı Kışlık başkent yaptığı Kür’e sağdan karışan Terter çayı boyundaki Partav veya Barda şehrine adını vermişti. Sakalar’ın bütün Kür, Aras ve Çoruh bölgesine olan hakimiyetleri Heredot Tarihinde Türklerin hakimiyeti diye gösterilmektedir. Ayrıca Bölgenin Ardahan Sancağı kesiminin “Bun-Türkler” (Otokton-Yerli Türkler) tarafından idare edildiğini yazmaktadır.

Bartatua’nın oğlu (Bazı kaynaklara göre torunu) İlk Türk Cihangiri Afrasyab ünvanlı Alp-Er Tunga olup Karpat dağlarından Doğuda Çin’e kadar Doğu Avrupa ile Asya’ya hakim olmuştu. Çinlilerin “Su” Hintlilerin “Sakya”, Heredot Tarihinde “Basilik” Ermeni ve Süryani kaynaklarının

“Si-Unik”dedikleri Saka-İskit Türklerinin Ardahan Sancağı kesimine yerleşen Urugları şunlardır:

1.Merkezi Lorı/Loru Kalesi olan Borçalı kesimi
2.Bir güçlü oymaktan adını aldığı anlaşılan “Artahanlar” (Bugün halk arasında ve Osmanlı resmi belgelerinde belirtilen :Küçük Ardahan/Göle, Büyük veya Kara Ardahan ve Meşe Ardahan /Hanak Kesimi)
3.Çıldır Gölü ve Ahılkelek ile Ahıska kesimini içine alan ve “Çav”lar anlamına gelen eski-Türkçe bir ad ile anılan oymak. (Çin-Çavat kelimesi Katip Çelebinin Cihannüma isimli eserinde de geçmekte olup bugün bile yörenin yerli halkını belirtmek için kullanılan bir kelimedir. Anlamı Çin Türkistan’ından gelme demektir)

1124 yılında Kıpçaklar Erzurum’da ki Saltuklu Emirliğine bağlı Çavaket’ten (Ardahan ve Artvin kesimi dahil) İspir’e kadar hudut sayılan yerleri alıp buralara yerleştirildiler. Böylece 1118 ve müteakip yıllarda gelip yerleşenlere eski Kıpçak, 1195 ve sonrasında gelenlere ise yeni Kıpçak denmeğe başlandı. Bu çağda Ardahan-Ahıska Kıpçaklarının beyi “Beka” (Türkçe Böke/Ejder) Çaksu’da oturuyordu.

1225 yılında Harezmşah Celaleddin Mengüberti, komşu Müslüman ülkelere akınlar yaparak çok zararlar veren Apkaz-Gürcistan ordularını Haziran 1225’te Revan’ın güneyinde Gerni’de yenmiş ve Ardahan ile Kars’ı almıştı.

1239’da Moğol Cengiz İmparatorluğunun İran Genel Valisi Baycu Noyan Ardahan’ı da içine alan bütün Aras ve Kür boylarını fethedip Cengiz imparatorluğuna tabi kıldı. 1243 Kösedağ savaşında yaralılığı görülen Sargis’e Ardahan ve Ahıska hakimliği verildi.

1267 İlhanlı Abaka Han, kardeşi ile girdiği taht mücadelesinde çok yaralılık gösteren Çaklı baba Sargis’e Ardahan ve Ahıska valiliğini verdi. Buralara Atabeklik ülkesi denmeye başlandı. Atabeklik ülkesinde yazı dili Kartvelce, konuşma dili ise Türkçe olarak devam etti. (Bügünde Ahıska, Posof ve Şavşat ağzı dediğimiz; ban/ben, san/sen, babay/baba, anay/ana vs. gibi yüzlerce Kıpçak ağzı sözleri öteden beri buralarda kullanılmakta ve başka bir dil bilinmemektedir.

1334’te I. Beka’nın torunu I. Korkore Atabek ünvanını alarak İlhanlılar ve Celayirlılardan sonra Karakoyunlular’a tabi oldu. Böylece Ardahan ve çevresinde Karakoyunlular dönemi başlamış oldu.

1386’da Kars’ı uzun ve zorlu bir kuşatmadan sonra alabilen ve aldıktan sonra yağma ettiren Timurhan ordusuyla Tiflis’e giderken Ardahan’da bulunan Kıpçaklı Atabekler de ona tabi oldu. 1405’te Timur’un ölümünden sonra Atabekler ülkesi yine Karakoyunlular’a tabi oldu. O zaman Ardahan ve çevresi Nahçıvan valiliğine bağlı olduğundan buraların haracı oraya ödeniyordu.

1463’te Karakoyunlular kendilerini sıkıştıran Apkaz karalına karşı Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’dan yardım istediler. Uzun Hasan Temür bek idaresindeki bir orduyu yardıma gönderdi. Karakoyunlular, Akkoyunlular’ın yardımıyla düşmanlarını mağlup ettiler ve Ardahan dahil idarelerindeki yerler Akkoyunlular’a tabi oldu.

1472 yazında Akkoyunlular’a itaatten çıkan Atabek-Bahadur ile Kartli kralı ülkesine sefer eden Uzun Hasan, Ahıska ve Tiflis’i alıp, iki ülkeyi de Tiflis’e tayin ettiği kendi valisine bağladı. İşte bu sırada Ardahan Türkmanları denilen ve çoğu yaylakçı ve kışlakçı olup, giyimleri, kuşamları ve dokumaları ile, Oğuz töre ve geleneğini yaşatan, Hanak-Damal/Meşe Ardahan’da ki Türkmenler, Uzun Hasan tarafından Maraş-Altı’ndaki yerlerinden getirtilerek, hudut korucusu olarak buralara yerleştirildiler.

1477 Yılındaki Akkoyunlu seferi tesiriyle, Yukarı Kür ve Çoruk boylarındaki Kıpçaklı Atabekler ülkesi, Çaklılar sülalesi elinde beş beyliğe bölündü.

1) Merkezi Ahıska olup; Azgur, Altunkale/ Edigön/ Koblıyan, Poskhov ve üç Ardahan’ı da içine alan anakol Samçhike
2) Merkezi Çıldır Akçakalası olup; Ahalkeleki de içerisine alan Çavaket,
3) Merkezi İmerhev olup yukarı Acara’yı da içine alan Şavşet-Maçakhalet,
4) Merkezi Ardanuç olan ve Artvin, Borçka ve Gönyeyi içerisine alan Kalarçet,
5) Merkezi Oltu olan ve Şenkaya, Bardız ve Narman’ı ihtiva eden Tao.

1479’da bu beş Atabeklikten üçüncüsü Fatih döneminde Osmanlı Devleti’ne bağlandı. Trabzon sancağına bağlanan bu Atabekliğin halkı da gönüllü Müslüman olmaya başladı.

1514 yılında Yavuz Sultan Selim Çaldıran seferine giderken Çıldır’dan İspir’e kadar olan yerlere hükmeden Akkoyunlu Mirza Çabuk Bey sefer gidişi ve dönüşü esnasında Osmanlı ordusuna önemli ölçüde iaşe yardımında bulundu.

1551’de Erzurum Beylerbeyi Sarı İskender Paşa ordusuyla Şah Tahsmab’a bağlı Atabek II. Kayhosrov’un ülkesine yürüdü. 13 Mayıs’ta Ardanuç fethedildi. Ana koldan ilerleyen Paşa Göle, Hanak, Ardahan ve Hoçuvan kesimlerini alarak, Osmanlı hududunu Çıldır ile Poskhov’da Kısır ve Ulgar dağlarına dayadı.

Atabekler hükümetinin son yurdu III.Sultan Murad çağında Safevi-Osmanlı savaşları sonucunda Osmanlı devletine bağlandı. Göle ve Hoçuvan’a Diyarbekir’den getirilen Osmanlı Devletine sadık Kürt aşiretleri yerleştirildi. Bu aşiretlerin kökeni de anonim Oğuz kaynakları Şerefname ve İskendername’ye göre Oğuzlara dayanmaktadır.

8 Ağustos 1578’de yüzbin kişilik ordu ile Ardahan’dan çıkan Serdar Lala Mustafa Paşa, İran’ın Çıldır hududundaki Begrehatun düzünde konakladı. Bu sırada İranlıların hakimiyetine yüz çeviren ve iki oğlu ile Altun Kal’a hakimesi olarak Edigön’de bulunan, Atabek II.Khoshorv’un ölümüyle dul kalan İmed Hatun’un elçisi ve itaatnamesi serdar’a ulaştı. Serdar’ın emriyle o gün şafakla Poskhov’a giren Ardahan Sancakbeyi Abdurrahman,Vale kalasınıda savaşsız fethetti.

9 Ağustos 1578 sabahı hududu geçip Şeytan Kalesi’ni de topla alan Osmanlı Ordusu ilerlerken, geceden pusuya yatmış kalabalık İran ordusuyla Çıldır gölünün kuzeyindeki düzlükte kanlı bir savaşa girdi. Muharebeyi Osmanlı ordusu kazandı. Çıldır meydan muharebesi 1514 Çaldıran Savaşından beri İran’la Yapılan ikinci muharebe idi. Aynı gün Abdurrahman beyin Ardahan Sancağındaki askerleri Ahıska, Tümük, Hırtıs ve Ahılkelek kalelerini işgal etti; Çıldır Akçakale’si de alındı. Lala Mustafa Paşa itaat edip Müslüman olan İmed Hatun’un oğluna kendini hatırlasın diye Mustafa adını verdi. Anadilleri temiz Türkçe olan Atabekler Ülkesi halkı Müslüman oldu. Bundan sonra kurulup gelişen Ahıska ve Ardahan medreselerinden birçok şairler, bilginler, paşalar yetişti. Çıldır Eyaleti 1647’de Evliya Çelebinin tanık olarak belirttiği gibi, Anadolu’nun İran hududunda erler yatağı olarak serhadlık etti. Bu durum 1828 deki Rus istilasına kadar sürdü.

1068 güzünde iç karışıklıkları yatıştıran Sultan Alparslan, II.Batı Seferine çıkarken, barışı bozup Bizans’ın kışkırtmasıyla akınlara başlayan Apkaz-Kartli kralı IV.Bagrat’ın ülkesine yöneldi. Tiflis’i Caferoğulları Emirliğinden alıp, orada kışladıktan sonra 1069’da karlar erirken ordusuyla Ardahan’a geldi. Buradan kuzeyde Meşe Ardahan/Vardosan (Yamaçyolu) çevresine gelince (bugün halkın Camuşkıran Fırtınası dediği) “abrelin beşi” 18 nisan günü çıkan kar fırtınasında çok zorluk çekildi. Selçuklu kaynakları bu bölgeyi şöyle tanıtıyor. “Kenan oğlu Nemrud’un sakin olduğu ve oradan kule yaparak göklere çıkmak istediği memleket (Yani Uğuz efsanesinde de adı geçen Hanak kesimi) alınarak harap edildi. Onun doğu yanındaki memleketide (Büyük Ardahan) alarak, burada bir mescit yaptıran Sultan, 1069’da (Mayıs ortasına yakın) IV. Bagrat’ın barış isteğini kabul edip onu tekrar haraca bağladıktan sonra, Gence zerinden İran’a döndü.

1075 yılında Kutalmışoğlu Süleymanşah İstanbul’un yanı başındaki İznik şehrini alarak Türkiye-Selçuklular’ı Devletini kurdu. Kısa bir zaman sonra ihtilaller ile bunalan Bizans’ın içişlerine karışacak ve onlardan haraç alacak güce erişti. Bu sırada Aras ve Ardahan’ı da içine alan Kür boyları da yeni Türkmen göçleri ile doluyordu. Aynı dönemde, güçlenen Apkaz-Kartli kralı II. George Kars ile Meşe Ardahan’ı geri almıştı. 1080 yılında Sultan Melikşah Danişmendli Emir Ahmet Başbuğluğunda bir orduyu buraya göndererek bir yıldır işgal edilen Kars ve Meşe Ardahan’ı geri aldı.

Apkaz-kartli kaynağı “Kartlis-Çkhovreba”da Ardahan sancağının bütününün fethedildiği Kol zaferini müteakip, bu yerlere Türkmen göçlerinin gelip yerleşmeleri şöyle anlatılıyor:

“Bu sırada Anadoluya Turki-Koçevniki göçebeler ve sürüleriyle yerleşmeye giden iki büyük Emir, yollarını değiştirip Çekirge gibi ülkemize yayılıp, işgal ettiler. Savşet, Acara, Samçikhe (Ardahan, Posof, Ahıska, Ahılkelek ve Çıldır çevresi) hep Türklerle doldu. Dağlara, Mağaralara kaçan Hrıstiyan ahali giderek azaldı; Kilise ve Manastırlar sahipsiz kaldı.