Rusya’nın Osmanlı Politikası

Dünya Hali
Çar 1. Petro, Rusya’nın bir dünya devleti olabilmesi için denizlere ulaşması gerektiği idealindeydi. Bu idealini gerçekleştirirken de Osmanlı Devleti ile emellerini açığa çıkarmıştı. Rusya, sıca...
EMOJİLE

Çar 1. Petro, Rusya’nın bir dünya devleti olabilmesi için denizlere ulaşması gerektiği idealindeydi. Bu idealini gerçekleştirirken de Osmanlı Devleti ile emellerini açığa çıkarmıştı. Rusya, sıcak denizlere inerek batı ile yarışabilecek güce ulaşmasının yolunun Osmanlı topraklarından geçtiğini biliyordu. Bu nedenle de 17. yüzyıldan sonra Osmanlı Devleti ile sürekli bir mücadeleye girişmişti.

Rusya, Osmanlı toprakları üzerinden sıcak denizlere ulaşabilmek için başlangıçtan 20. yüzyıla kadar üç ayrı siyaset uyguladı.

Birincisi; İstanbul’u alarak Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak ve boğazlarda geçerek Akdeniz’e inmek (akrabalık ve mezhep birliğine dayanarak Bizans tahtında hak iddia ediyor)

İkincisi; Balkan milletlerini Panslavizm propagandası yolu ile kışkırtarak bu bölgede egemen olmak ve bu yoldan Akdeniz’e ulaşmak,

Üçüncüsü; Balkanlar ve boğazlardan sıcak denizlere ulaşamayacağını anladığında, oluşturduğu Ermeni politikasıdır. Ermenileri Osmanlı aleyhine kışkırtarak, Anadolu’nun Doğu ve Güney doğusunda kendine bağlı bir Ermenistan Devleti’nin kuruluşunu sağlamak ve bu yoldan Akdenize inmek.

Bir kara devleti olan Rusya’nın sömürge yarışma katılabilmesi sıcak denizlere çıkması ile mümkündü. Yukarıda belirtildiği üzere Rusya’yı Akdeniz’e ulaştıracak yollar Osmanlı topraklarından geçiyordu. Bu yollara sahip olmak isteyen Rusya, Osmanlı Devleti’ni parçalamak için Fransız İhtilal etkisi ile gelişen özgürlük ve milliyetçilik akımından yararlandı. Osmanlı sınırları içinde yaşayan ulusları Panslavizm politikasını uygulayarak isyana teşvik etti. Rusya önce Sırpları sonra Yunanlıları kışkırtarak Balkan uluslarını Osmanlıdan ayırdı. Fakat bağımsız olan Balkan devletleri Rusya’nın bu gelişme üzerinden sıcak denizlere inmesine izin vermediler. Rusya sıcak denizlere inme uğruna Osmanlı Devleti’ni parçalamış, ancak parçaları yutamamıştı.

İdeallerinden vazgeçmeyen Rusya, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Kafkaslar ve Doğu Anadolu üzerinden Akdeniz’e ulaşmak için Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenileri kışkırttı başladı. Böylece ülke içinde ve dışında teşkilatlanan ve silahlanan Ermeni komiteleri ile Ermeni kiliselerinin kışkırtıcı faaliyetleri sonucunda Ermeni toplumu yavaş yavaş Türklerden uzaklaşmaya başladı. Ermeniler ilk kez 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne isyan ettiler. Rusya kışkırtmaları ile başlayan Ermeni sorunu, İngiltere ve Fransa’nın da desteklemesi ile gelişti. Osmanlı Devleti’ni bölerek bölgesel çıkarlarına ulaşmak isteyen Rusya ve Avrupa devletleri, Ermenileri Birinci Dünya Savaşı sırasında da isyana teşvik ederek Anadolu’da işgalleri kolaylaştırmaya çalıştılar.

Rusyanın Panislavizm Politikası

1.) Rusya ‘nın bütün slav topluluklarını, yabancı egemenliğinden özellikle Osmanlı yönetiminden kurtarmak için uyguladığı politikaya verilen isimdir.

2.) Doğrusu panslavizmdir..

3.) doğu avrupa ile orta avrupa’nın orta kesimindeki çeşitli slav halkları arasında ortak kültürel ve siyasal hedefler doğrultusunda birlik sağlamaya yönelik çalışmadır..ruslar sıcak denizlere inme politikasının bir parçası olarak bu oluşumu kurmaya çalışmışlardır..

4.) Orta ve Doğu Avrupa’da yaşayan Slavlar’ın ortak etnik geçmişinin kabul edilmesi ve bu slavlar arasında kültürel ve siyasi birlik sağlanmasını amaçlayan hareket. Bu hareket ilk defa 19. yüzyılda ortaya çıktı. Hareket, Batı ve Güney Slav entellektüel, bilimadamları ve şairler arasında ortaya çıktı. Bunlar ilk olarak, Slav halkının şarkılarını, folklörünü ve köylü lehçelerini inceleyerek, aradaki benzerlikleri göstererek, Slav birliği anlayışını geliştirmeye çalışıyorlardı. Prag kenti, Slav tarihinin araştırıldığı bir yer olduğu için, Pan-Slavizmin merkezi oldu.

Avusturya-Macaristan ihtilaller ile sarsıldığı sırada, 1848 yılında Prag’da bir Slav kongresi toplandı. Amaçları, Avusturya’nın merkezi monarşik yönetimine son verip, eşit halklardan oluşan bir federasyonun kurulmasını sağlamaktı. Bunun üzerine Pan-Slav hareketi 1860’larda Rusya’da yaygınlaştı. Rusya o zaman, Habsburg ve Osmanlı yönetiminden, Slavların tek kurtarıcısı olarak görülüyordu. Rus Pan-Slavistleri, hareketin kurumsal temelini değiştirerek, Slavofil anlayışı savundular. Buna göre, Batı Avrupa manevi ve kültürel açıdan iflas etmiştir ve Rusya’nın tarihsel misyonun, siyasal egemenlik kurarak Avrupa’yı gençleştirmek ve Rusya egemenliğinde bir Slav konferasyonu kurmaktır.

Rus yönetimi bu görüşü resmen desteklememesine rağmen, istanbul ve Belgrad’ta bulunan Rus elçileri, Pan-Slavizmi ateşli bir biçimde savunarak, Rusya ve Sırbistan’ı Osmanlı Devleti’ne karşı savaşan sokmayı başardılar. (1876-1878)

20. yüzyılın başlarında, Pan-Slav hareketini yeniden canlandırmak için ciddi girişimlerde bulunuldu. Fakat Slav halkları arasındaki gelişmeler bunu engelledi. 20. yüzyılın ikinci yarısında değişik gelişmelerin ortaya çıkması, özellikle 1991 yılında Yugoslavya’da savaş başlaması bazı Slav liderlerini yeni bir savaşa yöneltti.turkeyarena.com

Sözgelimi, Sırbistan Devlet Başkanı Miloseviç Yunanistan ile işbirliğine gidip, diğer Balkan ülkelerinin de katılacağı bir “Ortodoks Birliğinin kurulmasını önermiştir.

5.) Slav milliyetçiliğidir.

6.) Panslavizm Rusya’nın, özellikle çarlık döneminde uyguladığı slav ırkından olanları kendi hakimiyeti altında bir devlet halinde toplama siyaseti başarılı da olmuşlardır.