Sinema Alanında Kalıcı Kitaplar

Filmler
Röportaj: Selim Sebilci Türkiye’de sinema seyircisinin sinemaya olan ilgisinde son yıllarda bir artış olsa da sinema salonlarındaki seyirci sayısında bir artış olmadığı açıklanan rakamlarla orta...
EMOJİLE

Röportaj: Selim Sebilci

Türkiye’de sinema seyircisinin sinemaya olan ilgisinde son yıllarda bir artış olsa da sinema salonlarındaki seyirci sayısında bir artış olmadığı açıklanan rakamlarla ortada… Hal böyleyken sinema kitaplarını okur tarafından takip edilmesinin de ne seviyede olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil.

Suat Köçer beş yıldır sinema üzerine eleştirel yazılar yazan, sinemasinemadir.com sitesini yıllardır omuzlayan biri… En son Film Arası adlı dergi ile sinema alanındaki serüvenine devam ediyor.

Suat Köçer 2009 yılında yayıncılık alanda da sinema ilgisini, sevgisini gösterdi ve Sepya Kitap ile yola revan oldu. Bir öykü kitabı dışında şu ana kadar dört sinema kitabı yayınladılar.
Biz de Suat Köçer ile Sepya Kitap’ın yayın macerasını konuştuk sizler için.

Sepya Yayıncılık ne zaman yayın hayatına başladı?
Sepya Yayıncılık, 2008’in Kasım ayında kuruldu. Yayımladığı ilk kitap da kurulduğundan çok kısa bir zaman sonra basıldı.

Ne tür kitaplar basıyorsunuz?
Yayınevimizin öncelikli amacı, sinema alanında kalıcı nitelikte kitaplar yayımlamak, bu alanda gücü nispetinde yetenekli kalemlere fırsat sunmaya çalışmak. Kurulduğumuz 2008’den bu yana 4 kitap bastık. Bunların üçü sinema eleştirisi, diğeri ise sinematografik hikâyelerden oluşan bir hikâye kitabı oldu.

Sepya Yayınları’na gelen bir kitap dosyası, yayınlanmak için hangi aşamalardan geçiyor?
Her şeyden önce mutlaka sinemayla doğrudan ya da dolaylı bir ilgisinin olması gerekiyor; Film eleştirisi, sinema tarihi, biyografi, sinematografik hikâye ya da senaryo ile ilgili çalışmalar v.s. Bunun dışında, mutlaka kendi içinde bir bütünlük arz etmesi, mümkünse kendi çapında bir tavır, tutum ve düşünce niteliği taşıyor olması. Bu noktada önemli bir ayrıntının altını çizmekte fayda görüyorum. Hiçbir yayınevinin kendisine gelen eseri değerli ya da değersiz bulma gibi bir hakkı yoktur, olamaz. Her eserin kendine ait bir değeri vardır, bu değer, saygı duyulmayı en başından hak eder. Ancak her yayınevinin kendisine özgü bir ilkeler bütünü, hedeflediği yayın içeriği olduğundan, gelen kitap örnekleri de bu yönüyle ele alınıyor. Dolayısıyla sözünü ettiğiniz aşamalar, daha ziyade o yayınevinin duruş ve muhtevasına uyulup uyulmadığı ile ilgilidir. Zaten bir yayınevinin basmayı düşünmediği bir kitap, diğer bir yayınevi tarafından kolaylıkla değerlendirilebiliyor.

En çok ilgi gören kitabınız hangisi/hangileri oldu acaba?
Şu an itibariyle en çok ilgi gören kitabımız ‘Belki Şehri Bir Film Gelir’ isimli eser oldu. Yönetmen Mesut Uçakan imzasını taşıyan ve 33 yıl sonra yayınevimiz tarafından ikinci kez basılan Türk Sineması’nda İdeoloji isimli arşivlik çalışmamız da gün geçtikçe artan bir ilgi görüyor.

Sepya’dan çıkan yeni kitaplar nelerdir?
En son çıkardığımız kitap, Mesut Uçakan imzalı ‘Türk Sineması’nda İdeoloji’ oldu.

Yayınevinin tezgâhında neler var acaba?
İlk kitabımız Bu Ne Biçim Cumartesi (Suat Köçer- Hikâye), ikinci kitabımız Mayın Tarlasında Cola’sına Maç (Ali Osman Aydın- Film İnceleme-Eleştiri), üçüncü kitabımız Belki Şehre Bir Film Gelir (Suat Köçer- Sinema yazıları) ve son olarak Türk Sinemasında İdeoloji (Mesut Uçakan- İnceleme-Eleştiri) olmak üzere basılmış dört eserimiz var.

Şu an yayına hazırladığımız Halit Refiğ konulu röportaj eksenli kitabımız, genç kısa filmci Ahmet Toklu imzasını taşıyor. Dostumuz Gülcan Tezcan’ın Türk sinemasında kadın kimliği üzerine ünlü kadın sinemacılarla yaptığı röportajlardan oluşan bir kitapla, benim yeni hikâye kitabım bu yılsonuna kadar basmayı düşündüğümüz çalışmalar.