Uşak Hakkında Genel Bilgiler

Türkiye'nin İlleri
Uşak’ın kuzeyinde Kütahya iline bağlı Şaphane, Gediz ve Dumlupınar ilçeleri; doğusunda Afyonkarahisar iline bağlı Sinanpaşa ve Hocalar ilçeleri; güneyinde Denizli iline bağlı Çivril, Bekilli, Ça...
EMOJİLE

Uşak’ın kuzeyinde Kütahya iline bağlı Şaphane, Gediz ve Dumlupınar ilçeleri; doğusunda Afyonkarahisar iline bağlı Sinanpaşa ve Hocalar ilçeleri; güneyinde Denizli iline bağlı Çivril, Bekilli, Çal, Güney ve Buldan ilçeleri; batısında ise Manisa iline bağlı Sarıgöl, Alaşehir, Kula ve Selendi ilçeleri bulunmaktadır.  Ege bölgesi’nde Batı ve Orta Anadolu’yu birbirine bağlayan İç Ege Bölümü’nde Gördes – Uşak Platosu üzerinde bulunmaktadır. Uşak karayoluyla; İzmir’e 211 km., Ankara’ya 368 km. ve İstanbul’a 491 km. uzaklıktadır. Murat Dağı, Bulkaz Dağı ve Ahır Dağı ilin kuzey, kuzeydoğu ve doğudaki doğal sınırını oluşturur. Bu dağlar il topraklarını Kütahya ve Afyonkarahisar’dan ayırır. İl topraklarında ağırlıklı yeri platolar tutar. Şehirde son tespit edilen durumlardan biri de; Türkiye’nin ve Avrupa’nın en zengin altın maden yataklarının Uşak’ta olmasıdır. Civa, manganez ve uranyum bölgede çıkartılan başlıca yer altı kaynaklarıdır.

-Türkiye’nin İlleri Hakkında Genel Bilgiler Tam Liste-

İklim

Uşak bölgesine geçiş tipi olarak nitelendirilebilen karasal özelliği belirgin bir iklim hakimdir. İçbatı Anadolu’da çukur Ege grabenlerinin kenarında aniden yükselen yamaçlarla başlayan platolardan ouşan bu ilimizde kışlar oldukça soğuk ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurudur. Yağış iç kısımlarda ve platolarda daha azdır. Bu bölgede günün en yüksek aylık sıcaklıklarının yıllık ortalaması 25°C; en sıcak ayın (Temmuz) yüksek sıcaklık ortalaması 35 °C, en soğuk gündüz hava sıcaklığı (Ocak) ortalaması 12.8°C’dır. İlde kış mevsiminde termometre -24°C’ye kadar düşebilmektedir. Uşak, Akdeniz yağış rejiminin etkili olduğu bir alandadır.

Yağışlar en çok kış aylarında görülür. Yaz ayları ise kuraktır. Kışın yağış oranı %43,6’dır. En az yağış alan yaz mevsiminde se oran %8,8’dir. İlde yağışlar ilçelere göre de farklılık gösterir. En çok yağış alan ilçe Banaz, en az yağış alan ilçe ise Eşme´dir. Uşak’ta toplam güneşli saat (Ocak 2000 – Aralık 2014) arası  : 752.3 Saattir. En güneşli ayımız Temmuz ayıdır. Ocak ayında 12.1 gün, Şubat ayında 8.2 gün, Mart ayında 3.4 gün, Aralık ayında7.2 gündür. Uşak ilimizin donlu gün sayısı ise, (Ocak 2000 – Aralık 2014)  : 54.2 Gün’dür. İlimizde rüzgar hızı,  (Ocak 2000 – Aralık 2014)  :  6.2 km/h’dır.


Bitki Örtüsü

Uşak, Ege ve İç Batı Anadolu Bölgeleri arasında geçit yeri olduğundan bitki örtüsünde de her iki bölgenin özellikleri göze çarpar. Ancak Uşak, Ege Bölgesi’ne göre daha soğuk olduğundan Ege Bölgesi’nin tipik bitki örtüsü olan zeytine pek rastlanmaz. İlde, dağlarda çok sık ormanlara rastlanır. Çok çeşitli ağaç türlerinin olduğu bu ormanlarda yaygın ağaç türleri; meşe, karaçam, kızılçam, dışbudak, ahlat, karaağaç, çınar ve ardıçtır.


Flora

Uşak İli Arazi Varlığı ve Dağılımı Kullanılış Biçimi  Alan (da)  ve   Toplam Alana Oranı (%) olarak ayrılır. İşlenen Tarım Alanı, alan 2.355.460 ve % 44,1’dir. Çayır-Mera Alanı, alan 276.930 ve toplam alana oranı ise 5,1’dir. Ormanlık ve Fundalık Alan, alan 2.202.090 ve toplam alana oranı ise  41,3’dir.Tarım Dışı Arazi, Yerleşim Alanları, alan 506.520  ve toplam alana oranı ise 9,5’dir.  TOPLAM araziler alan olarak 5.341.000, toplam alan ise % 100’dür. İl topraklarının %38’i orman ve fundalıklarla, %35’i ekili-dikili alanlarla ve %24’ü çayır ve meralarla kaplıdır.  Uşak ve çevresi, yazın güney ve batıdan sokulan genellikle maritim tropial hava kütlesinin (mT) etkisinin altında kalır. Bu nedenle genellikle yağışsız ve sıcak koşullar egemendir. Kışın bölge, genel olarak kuzeyden gelen martim polar (mP) ve nadiren karasal polar (cP) hava kütleleri ile güneyden ilerleyen denizel tropikal(mT) hava kütlesinin etkisi altına girer.

Bu iki hava kütlesinin karşılaşmasıyla maksimumu aralık-Ocak dönemi olmak üzere Kasım-Mart arasında oluşan cepheler, yağışların oluşmasına yol açar. Bu dönemde sıcak ve soğuk cephelerin birbirlerini peş peşe izlemesi, bir gün içinde sıcaklık, yağış koşullarının değişmesine halkın ifadesiyle bir günde dört mevsimin yaşanmasına neden olur. Uşak’ın kuzeyinde doğu-batı yönünde uzanan dağların cepheleri engellemesi yağış dağılışı üzerinde önemli etki yapar. Genel bir kural olarak kuzeyden gelen cepheler, Murat ve Şaphane dağları tarafından engellenir. Bu nedenle de bu dağlık kütlenin kuzeye bakan yamaçlarına fazla yağış bırakır ve ayrıca kuzeyden gelen nemli havanın yükselerek soğumasıyla özelikle Murat dağının doğu kesimlerinde sis oluşumuna ve orografik yağışlara yol açar. Bu durum kayın ormanlarının varlığıyla kendini açıkça ortaya koyar. Uşak ve çevresinde karasallığın kıyı kesimlerine göre artması ilkbahar aylarında zeminin ısınmasıyla oluşan konveksiyonel hareketlerle kısa süreli konveksiyonel yağışlara neden olur.

Uşak, Ege ve İç Batı Anadolu Bölgeleri arasında geçit yeri olduğundan bitki örtüsüne de her iki bölgenin özellikleri göze çarpar. Ancak Uşak, Ege Bölgesi’ne göre daha soğuk olduğundan Ege Bölgesinin tipik bitki örtüsü olan zeytine pek rastlanmaz. Coğrafi konumundan dolayı Akdeniz iklimi ile İç Anadolu’nun karasal iklimi arasında kaldığından bitki örtüsü de buna benzer bir durum göstermektedir. Bölge İç Anadoluya göre daha fazla yağış aldığından daha zengin bir bitki örtüsüne sahiptir. Ağaçsız step özelliği taşıyan bitki örtüsü geniş alanlarda yayılma göstermektedir. İlde, dağlarda çok sık ormanlara rastlanır. Çok çeşitli ağaç türlerinin olduğu bu ormanlarda yaygın ağaç türleri; meşe, karaçam, kızılçam, dışbudak, ahlat, karaağaç, çınar ve ardıçtır.Murat ve Elma Dağlarında çam ve ardıç ormanları vardır. Meşe korulukları yayla alanında yaygındır.


Fauna

İlimizde bulunan hayvan türleri 2013 yılı verilerine göre adet olarak sığır 91.829, dana-buzağı 33.208, koyun 389.268, keçi 49.667,at 761, katır 239, eşek 2.645, hindi 5330, tavuk 7.748.381, kaz 3.487, ördek 1.623,arı kovanı 7.133 adettir.


Ekonomik Yapı

İlin genel ekonomik yapısı tarım, sanayi ve ticarete dayalıdır. Uşak halkının % 55’i şehirde oturmaktadır, ticaret ve sanayi ile uğraşmaktadır. % 45’i ise köylerde oturarak tarım ve hayvancılık ile uğraşmaktadır.

İlçeler dahil tarımsal amaçlı kullanılabilen alan 242.114 hektardır. Sulanabilen arazinin miktarı ise 1.427 hektardır. Bu nedenle il tarımında büyük bir gelişme gözlenememiştir. İl arazisi özelliğine göre sulu tarım alanı, kuru tarım alanı, çayır mera, orman ve fundalık olarak dağılım göstermektedir. Tarımsal ürünleri buğday, arpa, yulaf, bakla, nohut, fasulye, mercimek, börülce, fiğ, burçak, mürdük, tütün, şeker pancarı, pamuk,susam, lahana, ıspanak, pırasa, biber, domates gibi ürünler yetişir.

Bitkisel ürünlerden arpa,buğday, mısır, patates,ayçiçeği,haşhaş,şeker pancarı ile sebzeler ve meyveler yetiştirildiğinden,elde edilen bu ürünler ilimizde mevcut un,yem ve şeker fabrikalarında hammadde olarak kullanılmaktadır. İlimizde tarım sanayisi gelişmiş durumdadır.

Tütüncülük : İlimizin tarımsal gelirleri içinde tütüncülük önemli bir yer işgal eder. Eşme-Ulubey ve Karahallı ilçelerimizde tütün ziraatı yapılmaktadır. Ancak Eşme ilçesinde daha geniş

 alanda ve kalitede üretilmektedir. Meyvecilik : İlimizde son yıllarda meyveciliğe verilen önem gittikçe artmaktadır.özellikle Sivaslı İlçemizde yetiştirilen Çilek halkın önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir. ilimizde, elma, armut, kayısı, erik, badem, ceviz,vişne, kiraz, dut gibi çeşitli meyveler yetiştirilmektedir. Her yıl Mayıs sonu-Haziran başında Çilek Festivali düzenlenerek, çilek güzeli seçilmektedir. Ayrıca, İlimiz Banaz İlçesi ve köylerinde yetiştirilen kiraz ve diğer meyvelerin tanıtılması,pazarlanması ve diğer Turizm, Sanat ve Kültürel etkinliklere ortam hazırlanması amacıyla bu yıl ilk kez Kiraz Festivali yapılması düşünülmektedir. Kışlar soğuk olduğundan, tipik Akdeniz bitkilerinden zeytin ve muz gibi bitkiler burada yetişmez.

Sebzecilik : İlimizde sebzecilikte meyvecilik kadar önemli bir yer teşkil etmektedir. İlimizde hemen hemen her çeşit sebze yetiştirilmektedir. Ispanak, lahana, pırasa, taze fasulye, marul, domates, biber, patlıcan gibi daha bir çok ürünler ilimizde yetiştirilmektedir.

Şeker Pancarı : İlimizde yetiştirilen bu ürün Şeker Fabrikamızda imal edilerek İlimizin şeker ihtiyacını karşılamaktadır.

SANAYİ
Uşak, Türkiye’de ilk sanayi kuruluşlarının ortaya çıktığı yörelerimizden biridir.Uşak ta imalat sanayisinin kurulmasına belirleyici rolü halı ve kilimcilik oynamıştır.

1923 yılına Ticaret ve Sanayi odasının kurulması ile, dağınık bir durumda olan tacir ve sanayiciler bir çatı altında toplanmıştır.

Dericilik : Uşaklı dericiler ülke üretiminin % 60’ını gerçekleştirmektedir. Ayrıca derinin işlenmesi sırasında yan ürün olarak elde edilen etleme artıkları sabun sanayiinde, traş artıkları da ayakkabı ( astar imalatı ) sanayiinde kullanılmaktadır. Dericilik sektöründe 300 işyeri faaliyet göstermektedir

Tekstil : İkinci ana sektör tekstildir; bu sektörde ana imalat konuları aşağıdadır.

1- Pamuklu Dokuma ( tülbent, mermerşahi, kaputbezi, astarlık vs.
2-Apre boya baskı
3-Pamuk İpliği
4- Halı, kilim ve battaniye ipi
5- Pelüş Battaniye
6- Makine Halısı ve Kilim

Yeni ve eski tesislerin büyük bir çoğunluğu teşvik belgelidir. İl ekonomisi sanayiye ve paralel olarak ticari yönden de yoğun bir trafiğe sahne olmaktadır. Üretilen mamullerin pazarlama faaliyetleri gereğince, yurdumuzun her yerinden gelen tacirler ildeki hayata canlılık kazandırmaktadır.

Dokumacılık : Yatırımları teşvik yasalarının sağladığı imkanlarla Uşaklı sanayici modern teknoloji kullanmaya başlamış, yeni makinaları ithal ederek üretim kapasitelerini artırmıştır. Dokumacılığın tarihi oldukça eskidir. Basma ve amerikan bezi ilimizde çıkarılmaktadır. Afyon Kocatepe Üniversitesine bağlı Tekstil Mühendislik Fakültesi Karahallı ilçemizde açılmıştır.

Battaniye : İlimizde son yıllarda çoğalan yün iplik fabrikalarında üretilen yün İpliklerini dahilde değerlendirmek gayesiyle bazı fabrikalarda münferit şahısların kurduğu büyük dokuma makinelerinde düz ve desenli peluş battaniyeler imal edilmektedir.1973-1981 yılları arasında ilimizin kalkınmada ikinci derecede öncelikli iller arasında yer alması ve getirilen teşviklerle makinelerde modernizasyon sağlanmış, ülke üretiminin % 85’i ilimizde imal edilir olmuştur.

Seramik Sanayi : İlimizde tekstil sanayine paralel olarak seramik sanayinde de önemli gelişmeler olmuştur. İlimizde faaliyet gösteren, Hitit Seramik, Uşak Seramik, Umpaş Seramik Fabrikası olmak üzere 3 adet Seramik Fabrikası vardır.

Madencilik : Uşak, yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengindir. İlin Selvioğlu köyünde mermer üretimi, Ulubey ilçesinde zımpara, güre civarında uranyum, Nadara köyü ve Banaz yörelerinde demir, yine Banaz civarında linyit çeşitleri ile nikel zurları ile civa, Murat dağında da civa,çinko, kurşun ve bakır olduğu tespit edilmiştir. İlin önemli yer altı zenginliklerinin başında altın gelmektedir. Eşme İlçesi Kışladağ Mevkiinde bulunan altın madeni kaynakları MTA tarafından yapılan incelemelerde 1,43 gr/ton altın tenörlü ve toplam 105.8 ton metal altın rezervine sahip olduğu tespit edilmiştir. 2005 yılında üretim için alt yapı tamamlanmış olup 2006 yılı başında üretime başlanılacaktır.

İlimizde bu sanayi kuruluşlarından başka Zımpara,Plastik, Kereste ve Çivi Fabrikası, Kolonya İmalathanesi,Tarım Römorku İmalathanesi ve daha pek çok Sanayi kuruluşlarımız vardır.

Organize Sanayi Bölgesi : Uşak-İzmir karayolunun 14-18 km.sinde 3.782.084 m2 alan üzerinde kurulmuştur. 1984 yılında Uşak Ticaret ve Sanayi Odası konuyu tekrar almış ve İl Özel İdaresi, Uşak belediyesi işbirliği ve bu kuruluşlardan ikişer kişinin katılması suretiyle 28.11.1984 tarihinde 6 kişiden oluşan Uşak Organize Bölgesi Müteşebbis teşekkülü kurulmuştur.

Bölgedeki 354 parselin tamamı tahsis edilmiş, yeni taleplerin karşılanması gayesiyle bölgeye bitişik 250 hektar alanın 3.organize sanayi bölgesi olarak kamulaştırılması çalışmaları devam etmektedir. Bölgenin altyapı, çevre ve trafik düzenlemesi yanında, 200 kişilik konferans salonu, lokanta, misafirhane, market, kütüphane,ve 3adet lojmanı bulunmaktadır.


Blaundus Antik Kenti

Uşak İlçeleri

SİVASLI İLÇESİ : Sivaslı il merkezinin güneydoğusunda, Uşak-Denizli kara yolunun 35. Km.sinde, Bulkaz Dağının batı eteklerinde kurulmuştur. Kuzey doğusunda Banaz, doğuda Afyon-Sandıklı, güneyde Denizli-Çivril, güney batıda Karahallı, batıda Ulubey ilçeleri ile çevrilidir. Bulkaz Dağı Uşak-Denizli il sınırının olduğu yerde Kuruçay vadisi ile ikiye ayrılır. Güney kısmı Bulkaz Dağı, kuzey kısmı ise Karadağ adını alır. Yüksekliği 1990 metredir. Ardıç ormanları ile özellik arz eder. İlçenin diğer kısımları hafif engebelik ve düzlüktür. Arazi doğudan batıya doğru alçalma gösterir. Büyük Menderes nehrinin kollarından Banaz çayı ilçe topraklarından geçmektedir. İç Ege’de hakim olan karasal İklim hüküm sürer. Dağlık kesimlerde çam,ardıç ve meşeden oluşan ormanlar bulunur. İlçenin yüz ölçümü 507 km 2, denizden yüksekliği 1050 metredir. İlçenin nüfusu 2013 yılı verilerine göre 16 köy dahil olmak üzere 21.428 kişidir.

ULUBEY İLÇESİ : Ulubey, Ege Bölgesinin İç Batı Anadolu Bölümünde olup, İlçe kuzeyden Uşak, doğudan Karahallı, batıdan Eşme, güneyden Denizli İline bağlı Güney, Çal, Bekilli İlçeleri ile çevrilidir. 794 km2 yüz ölçümüne sahiptir. Rakımı 750 m.’dir. İlçenin 2013 verilerine göre 18 köy dahil toplam nüfusu 14.021’dir. İlçenin kuzeyden güneye 42 km., doğudan batıya 26 km mesafesi vardır. Kaynak:http://usak.gov.tr/Default.aspx?x=s&kat=37. adresinden 11 Haziran 2014 tarihinde alınmıştır. Volkanik tortul ve başkalaşım yapılı kayalardan oluşan İlçenin arazisi her haliyle tipik bir yayla görünüşündedir. İlçe topraklarının % 44’ü tarım arazisi, % 8’i çayır ve mera arazisi, % 28’i ormanlık ve fundalık arazi %20’i ise kayalık ve tarım dışı kullanılmayan araziyi oluşturmaktadır.

BANAZ İLÇESİ : Banaz, Uşak-Ankara karayolu üzerinde il merkezine 33 km mesafededir. Kuzeyde Kütahya’nın Gediz ve Altıntaş, doğuda Afyon’un Sincanlı ve Sandıklı, güneyde Sandıklı ve Sivaslı, batıda merkez ve Gediz ilçeleri ile çevrilidir. Denizden yüksekliği 914 metre olan ilçenin yüz ölçümü 1032 km 2’dir. 669 km’lik alanla il genelinde en fazla orman Banaz ilçesindedir. Genelde çam ormanıdır. Banaz ilçesinde köy sayısı 45 dir. Toplam nüfusu 2013 verilerine göre 37.009 kişidir.

EŞME İLÇESİ : Uşak İlinin, alan olarak merkezden sonra en fazla yüz ölçümüne sahip ilçesi Eşmedir. Köy sayısı 57 adettir. Doğusu, Uşak ve Ulubey, batısı Manisa-Alaşehir ve Sarıgöl, kuzeyi Manisa-Kula ve Selendi, güneyi Denizli-Güney ilçeleri ile çevrilidir. İlçe yüz ölçümü 1362 km, denizden yüksekliği 823 metredir. Yıllık yağış miktarı düşük, orman varlığı azdır. İç Anadolu ile Ege bölgesi arasında geçiş ikliminin bütün özellikleri gözlenir. İl merkezine 74 km. mesafededir. 2013 nüfus verilerine göre toplam 36.184 kişi yaşamaktadır.

KARAHALLI İLÇESİ : İlçenin Uşak İline mesafesi 65 kilometredir. Doğusunda Sivaslı, batısında Ulubey, güney-doğusunda Denizli İline bağlı Çivril, güney batısında Bekilli ilçeleri bulunmaktadır. İlçe dağlık olup, tarıma elverişli arazi oldukça azdır. 337 km2 yüz ölçümü olup, deniz seviyesinden yüksekliği 873 metredir. 2013 yılı verilerine göre 14 köyde dahil olmak üzere 11.283 kişidir.

Ulubey Kanyonları

Uşak Ulaşımı

Havayolu : Uşak Havalimanı 1998 yılında hizmete giren havaalanını uluslararası uçuşlara kapalıdır. HAVALİMANIMIZDAN İSTANBUL SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANINA TARİFELİ SEFERLERİMİZ 31.04.2014 TARİHİNDE YENİ SAATLERİNDE BAŞLAMIŞTIR. 02 Ekim 2011 tarihi itibariyle seferler Ankara-Uşak arası olarak değiştirilmiş, ancak talep yetersizliği nedeniyle tarifeli uçuşlar iptal edilmiştir. İletişim bilgileri: DHMİ Uşak Havalimanı Ankara asfaltı üzeri 7 km. Merkez/UŞAK Tel : 0 276 253 38 54 (5 HAT) Faks : 0 276 253 38 52 E-mail: mailto:infousak@dhmi.gov.tr Ulaşım: Havalimanımızdan şehire taksi, dolmuş, zafer havaalanı servisleri ve otobüslerle ulaşım sağlanmaktadır.

Karayolu : İl genelinde 297 km si il, 173 km si devlet olmak üzere karayolu ağı 470 km dir. Uşak, Ankara- İzmir Karayolu üzerinde bulunmaktadır. Bu yolun tamamı bölünmüş yol olarak tamamlanarak trafiğe açılmıştır. İlimizin bazı illere mesafe durumu: Afyonkarahisar:116 km Kütahya :139 km İzmir :211 km Manisa :195 km Denizli :150 km Eskişehir :217 km Bursa :311 km Ankara :368 km İstanbul :491 km Otobüs terminali tel:02762276059

Demiryolu : Afyon-Uşak-İzmir Demir yolu da il merkezinden geçmekte olup il sınırları içindeki demir yolu uzunluğu 159 km.’dir. 1897 yılından bu yana hizmet veren hat, hızlı tren projesi kapsamına alınmıştır. Uşak’ın demir yolu ile Ankara’ya uzaklığı 560 km. İstanbul’a uzaklığı 610km. İzmir’e uzaklığı ise 287 km’dir İletişim:02762168233

Akmonia Mozaik

Uşak Yeryüzü Şekilleri ve Bilgileri

Banaz Çayı : [Çay] , Banaz Çayı, Murat Dağı’ndan doğar. Kuzey-güney doğrultusundan akarak Denizli ili sınırları içinde Büyük Menderes Nehri’ne ulaşır. Çayın uzunluğu 165 km’dir. Kyn:tr.wikipedia.org/wiki/Banaz‎. 30.06alm

MURAT DAĞI : [Dağ] , Kütahya ve Uşak il. en yüksek dağıdır. Uşak ve Kütahya il. doğal sınrını oluşturur. 2.312 m. zirvesiyle Ege bölgesinin yüksek dağlarından biridir. Kaynak:tr.wikipedia.org/wiki/Murat_Dağı‎.15.07.2014

Bulkaz Dağı : [Dağ] , Sivaslı İlçesi’nin doğusunda bulunan bu dağın yükseklği 1990 m. bulmaktadır.Orman bakımndan pek zengin olmayanBulkaz D. zengin su kaynakları vardır. Kyn:tr.wikipedia.org/wiki/Kategori:Uşak_ilinin Dağ.

Banaz Ovası : [Ova] , Banaz Ovası: Banaz Çayı Vadisinin genişleyerek meydana getirdiği bir ovadır. Yaklaşık 65.000 dönüm olan ova, Uşak ilinin en büyük ve verimli ovasıdır. Ky:tr.wikipedia.org/wiki/Banaz_Ovası 30.06.alnmş

Ahır Dağı : [Dağ] , Ahır Dağı, Uşak ilinin üçüncü yüksek dağı.Yüksekliği 1915 metreyi bulan bu dağda Kartal ve Sümbüllü tepelerinde zengin ormanlar yer almaktadır. Kyn: usakili.tr.gg/Da%26%23287%3Blar-.htm. adr.30.06.al

Uşak tarihçesi

Uşak yöresi tarihin bilinen dönemlerinden beri bir yerleşim bölgesi olmuştur. Kentin bilinen en eski adı Temenothytia’dır. Kent bu adı Heraklilerden, Aristomakhosun oğlu Temenostan almıştır. Temenos, Roma İmparatorluğu dönemi sikkeleri üstündeki Temenos Oikistes (Kurucu Temenos) ya da Ktistes yazıtları ve Temenos tasvirleriyle bilinmiştir.Hitit Krallığı egemenliğinde bulunan bölge, M.Ö. 2500’lerde Luvi istilasına uğramış, Hitit Krallığı dağıldıktan sonra, M.Ö. 7. yüzyılda Ege, Lidyalılar ile Frigyalılar arasında paylaşılamamıştır. Dünyada ilk kez parayı kullanan Lidyalılar, Uşak’ın batısında hâkimiyet sürmüştür. Lidyalılar zamanında Ege Bölgesi’ni Yakın Doğuya bağlayan tarihi “Kral Yolu” Uşak’tan geçmiştir. M.Ö. 6. yüzyılda bütün Anadolu Pers İmparatorluğu’na bağlanmıştır.

M.Ö. 4. yüzyılda Büyük İskender’in Pers İmparatorluğu’nu yıkmasıyla, bölge önce Makedonya Devleti’ne, daha sonra Bergama Krallığı’na, M.Ö. 2. yüzyılda ise Roma İmparatorluğu ve M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasıyla da 700 yıl boyunca Bizans hâkimiyetinde kalmıştır.

1071. Malazgirt zaferinden sonra, Anadolu’nun fethi ile görevlendirilen 1.Süleyman Şah, Uşak’ı Selçuklu Devleti’ne katmıştır. Selçuklu Devleti’nin dağılmasından sonra kurulan beylikler döneminde Germiyanoğulları bölgede hâkimiyet sürmüş, 1391 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanoğullarına katılmıştır. Fetret Devri boyunca Karamanlılar elinde kalmış, 1414’te tekrar Germiyanoğullarına geçmiş, 1429’da Osmanlı Devletine katılmıştır.

Uşak’ın İstiklal Savaşımızda önemli bir yeri vardır. Yunan Orduları Komutanı General Trikopis Göğem Köyü’nde esir alınmıştır. 1 Eylül 1922’de Uşak işgalden kurtulmuştur. Atatürk’ün o meşhur “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir” emrini Uşak’ta aldık. 2 Eylül günü Uşak’ın Çardak Köyüne vardığım zaman Atatürk ve İnönü iki büyük kumandan ve iki milli halaskar Uşak’a girmiş bulunuyordu. Zafer yolunda Afyon’dan sonra Atatürk’ün vücuduyla şeref ve sevinç duyan ilk şehrimiz Uşak’tır. (Orgeneral İzzettin Çalışlar)

Osmanlı devrinde Hüdavendigar Vilayetinin Kütahya Sancağına bağlı bir kaza olan Uşak, 20 Nisan 1924 tarihli 491 Sayılı Teşkilat-i Esasiye Kanunu ile yapılan idari düzenlemede yine Kütahya Vilayetinin bir kazası olarak kalmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin yeni idari yapısı içinde Banaz, Sivaslı, Karahallı ve Ulubey Nahiyeleri, Uşak Kazasına bağlanmıştır. 15 Temmuz 1953 tarih ve 6129 Sayılı kanunla vilayet haline getirilen Uşak’a Manisa ilinden Eşme ilçesi bağlanmıştır. Nahiyeler ilçe statüsüne getirilmiştir.

Milli Mücadele Dönemi

a- Yunan İşgalinden Önce Uşak: İstanbul Hükümeti’nin tutumuna karşı Mustafa Kemal önderliğinde başlayan, Milli Kurtuluş Harekatı, yurdun dört köşesinden destekleniyor ve yer yer Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri kuruluyordu. Uşak’ta da İbrahim Tahtakılıç başkanlığında Uşak Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Yunanlar İzmir’e asker çıkarmış ve Anadolu içlerine doğru ilerlemeye başlamışlardır. Bu sıralarda Uşak hummalı bir faaliyet içindeymiş. Halk, Uşak Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni destekliyormuş. Alâeddin Tiritoğlu, mahallen teşkil edilen ve kendisinin idare ettiği ufak bir milli kuvvetin kumandanı imiş. Ayrıca 1920 yılında kurulan Uşak Hücum Taburundan başka, ihtiyat erlerinden 250-300 kişilik silahlı Uşak Milli Piyade Taburu kurulmuştur. Kısa bir süre sonra merkez, bucak ve köylerden dört bölüklü Uşak Süvari Alayı meydana getirilmiştir.Bu sıralarda Uşak’ta bulunan Kuva-yi Milliye ve 23. Fırka (tümen) komutanı İzzettin Çalışlar, ilerleyen Yunan kuvvetlerine karşı koymak için İnay İstasyonu’na Uşak Hücum Taburu’ndan bir bölük göndermiştir. Ayrıca cephe komutanlığı, Simav mıntıkasında toplanmış, Yunanlara karşı taarruza geçen kuvvetlerin, Uşak’ta bulunan birliklerle ve Uşak Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin de yardımıyla desteklenmesini emretmişlerdir. Bu emir üzerine 23. Fırka Kumandanlığı, diğer kuvvetlerle birlikte, Jandarma Yüzbaşı İsmet İnönü kumandasındaki Uşak Hücum Taburu’nu Demirci’ye göndermiştir. Çok az olan cephane ve bombalar da bu taburla birlikte yollanmış, bu sebepten Uşak Cephesi zayıflamıştır.Fırkanın Uşak cephesinde kalan 68. ve 69. alayları er, at, silah ve giyim itibariyle hayli zayıf imiş. Elde güvenilecek ihtiyat kuvveti olarak yalnız Uşak Milli Piyade Taburu ile Uşak Milli Süvari Alayı kalmıştır.

b- Uşak’ın Yunanlar eline geçişi:27 Ağustos 1920 günü düşman kuvvetleri, Alaşehir’den seri bir hareketle Uşak istikametinde taarruza geçmişlerdir. Uşak’taki 23. Tümen’in 1500 mevcudu varmış. Tümen, Uşak’ı örtmek ve müdafaa etmek için Sarayköy-Karakuyu-Karahasan köyleri hattında mevzilenmiş ve sol yanı ile Selikler köyüne kadar uzanmıştır. Kurban Bayramı izni yüzünden Uşak’ta mevcutları az olan Uşak Milli Piyade ve atlı bölükleri bırakılmıştır. Bunlar da Sarayköy üzerine ilerleyen Yunan kuvvetlerine karşı cephe almak üzere o istikamete kaydırılmışlardır.Yunanlar Sandıklı Köyü-Saray Köyü hattına yanaşmıştır. Bu suretle Uşak muharebesi başlamıştır. Yunanlar, Musa çetesinin kılavuzluğu ile gece karanlığında Sarayköy ve Külköy arasında bulunan yüksek kayalara çıkmaya muvaffak olmuşlar, daha o gün Demirci muharebelerinden dönen 44 ve 108 mevcutlu iki tabur ile Uşak’ta bulunan bir hücum bölüğünün geceleyin Yunanlara karsı yaptıkları taarruzla, bu tepeleri ele geçirmek mümkün olmamıştır. 28 Ağustos sabahı muharebe, düşmanın üstünlüğü ile devam etmiştir. Düşman en az 12000 piyade ve kuvvetli topçu ve süvari birlikleri ile taarruzun ağırlığını Karakuyu ile Külköy arasında bulunduruyormuş. Yunanlar yerli halkın direnmesine rağmen 29 Ağustos 1920 tarihinde Uşak’ı işgal etmişlerdir.

c- Uşak’ın geri alınışı: Uşak’ın işgal altında kaldığı tam iki sene içinde Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Garp Cephesi’ni kuvvetli bir hale getirmiştir. Garp Cephesi Kumandanı İsmet İnönü, İnönü Savaşları’nı kazanmıştır. Ordular Sakarya Meydan Muharebesi’nde Yunan ordusunu yenmiştir. Bunu Mustafa Kemal Paşa’nın Afyon-Dumlupınar Meydan Muharebesi zaferi takip etmiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın idare ettiği Türk kuvvetleri 30 Ağustos 1922 tarihinde Murat Dağları’nın doğu eteklerinde Çal Köyü mıntıkasında Yunan ordularının büyük kısmını kuşatarak yok etmiştir. Türk ordularının imha hareketinden kurtulabilen ve General Franko kumandasında toplanan I. ve II. Yunan piyade tümenleriyle, bir süvari tugayı ve meşhur Palantras Müfrezesi, I.Kolordunun taarruzu karşısında 30 ve 31 Ağustos günlerinde Hallaçlar-Kaplangı dağı hattında kesin bir mağlubiyete uğratılmıştır. General Franko, 1 Eylül 1922 günü ümitsiz bir halde Uşak’ın Kapaklar-Kusura Deresi-Elma Dağı hattında tutunmaya çalışmıştır. Sonra da Karlık istikametinde ilerleyen 6. Tümenin önünde tutunamayarak kaçmıştır.Birlikler, 1 Eylül 1922 günü ikindi vakti Uşak ovasında şehre doğru süratle ilerlerken, şehir yanmıştır. Bu sırada şehre ilerleyen birliklerin başında Kumandan İzzettin Çalışlar bulunmuştur. 2 Eylül 1922’de Uşak işgalden kesinlikle kurtulmuştur.

d- Yunan Başkomutanı Trikopis’in Esir Alınışı: Uşak için gurur kaynağı olan konulardan biri de Yunan başkomutanı Trikopis’in, Eylül 1922’de Atatürk’ün komutasında bulunan Kafkas Tümen Komutanı Halit Bey tarafından Uşak’ta yakalanmasıdır.30 Ağustos 1922’de Dumlupınar Başkumandanlık Meydan Muharebesi’nde bozguna uğrayan Yunan Ordusu’nun büyük bir kısmı Dumlu, Büyükoturak, Banaz, Kızılhisar ve Kapaklar üzerinden Uşak’a doğru çekilirken Yunan orduları başkomutanı General Trikopis’in de içinde bulunduğu büyük bir birlik, Comburt Ovası’nı geçerek 2 Eylül 1922 günü Aşağıkaracahisar köyüne gelmiştir.Aynı gün 5. Kafkas Tümeni’ne mensup birlikler muhtelif savaşlar vererek, Elma Dağı’nın güneydoğusunda bulunan Göğem Köyü’nün doğu yakasına yaklaştığında, Karacahisar ve Çumyuva (Mıngırap) köylerinin yanmakta olduğu haberini almışlardır.Bir müddet sonra küçük rütbeli bir Yunan subayı, tümen kumandanının yanına gelerek General Trikopis’in teslim olmaya karar verdiğini söylemiştir. 5. Kafkas Fırkası Kumandanı Halit Bey, Liva Komutanı Hopalı Ali Rıza Bey’e Yunan subayının getirdiği haberi bildirmiş ve gidip Yunanları teslim almasını emretmiştir.2 Eylül 1922 gecesi saat 22.30 sıralarında Süvari Bölüğü Komutanı Sivaslı Yüzbaşı Ahmed Bey, esir generaller ile maiyetlerini Bölmeli Tepe’deki (Çakmaklı Tepe) 5. Kafkas Fırkası Komutanı Albay Dadaylı Halit Bey’in (Halit Akmansü) yanına getirmiştir. Yunan komutanının Uşak’ta Atatürk’ün huzuruna çıkarıldığı ev şu an müze olarak ziyarete açılmıştır.

İLİN ADI

Uşak kelimesi; Çağatay Türkçesi’nde “oğul, torun”, Arapçada “âşıklar”, halk dillinde ise “esir, köle” olarak üç değişik anlam ifade etmektedir. Şehrimize bu üç anlamlı adın neden, nereden verildiğini bilmiyoruz. Kitabi bir kaynak da yoktur. Efsanesi ise şöyledir:

Şehrin güneyindeki Mende köyü büyük bir kasabadır ve adı MENOS’tur. Oğuz Türkmenleri buralara inince Menos’u istila etmişler ve adını “Mende” diye kendi hançerelerine kolay gelecek şekilde vermişlerdir. O zaman Uşak’ın olduğu yer boştur ve Mende Bey’in mandırasıdır. Mandıraya oğullarını oturtmuştur. Bey mandıraya her gidişinde oğullarını murad ederek, ben Uşşak’a gidiyorum, haberini bırakmıştır. Bolca tekrarlanan bu deyim, bir semt ismi olarak kalmıştır.

Bir diğer efsane, şeklen buna benzemekte; fakat aşıklar manasını veren Uşşak deyimini daha çok okşamaktadır:

“Mende köyü, yine büyük bir şehir ve Uşak’ın olduğu yer Mende Bey’ine ait bir mandıradır. Mende Bey’i burada yedi kişilik yönetici bakıcı bir topluluk oturtmuştur. Zamanla anlar ki, bu yedi kişinin yedisi de her biri bir dalda âşık insanlardır. Kimisi işine âşık, kimisi sanatına âşık, kimisi de manevi hasletlerine ruh yüceliğine malik âşıklar.” Ortada bir sekizinci âşık daha vardır. O da bizzat Bey’dir. Bey, mandıradaki yedi aşıkın, aşklarına âşıktır. Ve içinden, biricik güzel kızını bunların en küçüğüne vermeyi geçirmektedir; fakat kızın gönlünü bilmeden, tereddüt etmektedir. Bir gün içinden geçeni kızına açar ve öğrenir ki, kızı da o yedi âşıktan en küçüğüne âşıktır. Babanın ve kızın katılmaları ile adetleri dokuza çıkan âşıklar, Mende’den göç ederek buraya yerleşirler. Dokuz âşık’ın yerleştikleri bu yer de, yakışan ismi kendiliğinden alır: “Uşşak.”
Bir yer adı olarak Uşak, ne Anadolu’da Türklerden önce yaşayanların verdiği bir adın uzantısı, ne de Türkçe bir kelimedir. Uşak adının birden çok anlamı olmasına rağmen bir yerleşim bölgesine isim olarak verilmesi arasında bir bağlantı kurmak güçtür. Evliya Celebi, Seyahatname’sinde şeddeli olarak verdiği bu yer adının veriliş nedenini şöyle açıklamaktadır: “…ve bu şehrin bağ ve bahçesi çoktur ve ab-ı havasının letafetinden mahbup ve mahbubesine haddi hasır olmadığından Uşşak’ı çoktur. Anın için Uşşak şehri derler mahbubları Uşşak perestlerdir. Hakikatülhal bu şehre bir garibütdiyar kimesine gelüp bir iki gün mihman olsa elbette âşık olması mukarredir…” Bazen “Uşşak” bazen de “Uşak” şeklinde yazılan şehrin adı hakkında birtakım efsanevi rivayetler bulunmaktadır. Bu rivayetlere göre “şehrin güneyindeki Mende Köyü büyük bir kasabadır ve adı Menos’tur”.

Oğuz Türkmenleri buralara inince Menos’u istila etmişler ve adını “Mende” diye kendi hançerelerine kolay gelecek şekilde vermişlerdir. O zaman Uşak’ın olduğu yer boştur ve Mende Bey’in mandırasıdır. Mandıraya oğullarını oturtmuştur. Bey mandıraya her gidişinde oğullarını murad ederek, ben Uşşak’a gidiyorum, haberini bırakmıştır. Bolca tekrarlanan bu deyim, bir semt ismi olarak kalmıştır. Başka bir rivayete göre de “Mende köyü, yine büyük bir şehir ve Uşak’ın olduğu yer Mende Bey’ine ait bir mandıradır. Mende Bey’i burada yedi kişilik yönetici bakıcı bir topluluk oturtmuştur. Zamanla anlar ki, bu yedi kişinin yedisi de her biri bir dalda âşık insanlardır. Kimisi işine âşık, kimisi sanatına âşık, kimisi de manevi hasletlerine ruh yüceliğine malik âşıklar.” Ortada bir sekizinci âşık daha vardır. O da bizzat Bey’dir. Bey, mandıradaki yedi aşıkın, aşklarına âşıktır. Ve içinden, biricik güzel kızını bunların en küçüğüne vermeyi geçirmektedir; fakat kızın gönlünü bilmeden, tereddüt etmektedir. Bir gün içinden geçeni kızına açar ve öğrenir ki, kızı da o yedi âşıktan en küçüğüne âşıktır. Babanın ve kızın katılmaları ile adetleri dokuza çıkan âşıklar, Mende’den göç ederek buraya yerleşirler. Dokuz âşık’ın yerleştikleri bu yer de, yakışan ismi kendiliğinden alır: “Uşşak.”
Uşak adının nerden geldiği konusunda gerek Evliya Çelebi’nin verdiği bilginin, gerekse rivayetlerin doğruluk derecesini tespit edebilecek yeterli bilgiye sahip değiliz. Bu yerleşim yerine Uşak adının konulmasının sebebi, daha kaynaklarda tespit edilememiştir. Ancak XI, yüzyılın sonlarından itibaren Anadolu’ya gelen ve XII. yüzyılın ikinci yarısından, özellikle son çeyreğinden itibaren kendi şartlarını yaratan Selçuklu çağının oluşturduğu bir iskân yeri, yani bir Türk şehri olsa gerektir. 1255 tarihinde yaptırılan Çanlı Köprü, Uşak’ın Selçuklular devrinde meydana gelen bir Türk şehri olduğu tezini güçlendirmektedir.

Uşak’ la ilgili geçmişe ait bilgilerden birini, ünlü gezgin Kâtip Çelebi, Cihannüma isimli eserinde verir: Uşak, Kütahya’dan batıya bir merhale Murat Dağı yakınında, bir dere içinde kaleli bir kasaba, 150 adet köyü bulunan mamur bir kazadır. Kasabası geniş bir ovanın doğusuna düşüp köyleri o ovada bulunmaktadır. Seccade ve halısı meşhurdur.Bir diğer gezgin Evliya Çelebi ise Uşak halısı hakkında bilgiler verir. Seyahatname’de, Uşak halısının çok kıymetli olduğu ve değişik bölgelere ihraç edildiği yazılıdır. Evliya Çelebi Uşak’ta Rum ve Ermenilerin kalabalık bir nüfusa sahip olduğundan da bahseder. Tarih boyunca Uşak’ ta Türklerle birlikte Rum ve Ermeniler dostluk içinde yaşamışlar.

Atatürk ve Uşak

Atatürk Uşak’a ilk defa 2-3 Eylül 1922 tarihinde komutan olarak, ikincisi 16 Ekim 1925 tarihinde Cumhurbaşkanı olarak ve üçüncü defa ise 1934 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi ile birlikte gelmiştir. Ayrıca Atatürk’ün eşi Latife Hanım da İzmir’deki Uşaklı tüccarlar ailesi olan Uşşakizadelerdendir, yani Uşaklı’dır.